"Sustuklarımı duyabilen kişiler gerçek dostlarımdır."
İrem'den
"Beni bir sal çocuk!" Bana yetişmek için koşturan Mert'e dönüp kaşlarımı çattım. Nihayet yetiştiğinde ellerini dizlerine yaslamıştı. "Niye öyle diyorsun komşucuğum ya?" Elimi alnıma bastırırken içimden ona kadar sayıyordum. Sırf ona yakalanmamak için sabah erkenden evden çıkmıştım ki bu benden beklenmeyecek bir davranıştı, it herif koşa koşa apartmandan çıkmıştı.
Ayakkabısını yolda bağlayıp, sandviçini yolda yiyip, çanta kontrolünü yolda yapmıştı yetişmek için. Matematik ödevini de unutmuştu üstelik.
"La havle vela kuvvetül bilayhil azim," Diyerek adımlarıma yeniden hız kazandırdım ve okul bahçesine girdim. Bizim sokaktan bu yana depar atıyordu tabiri caizse. Okul bahçesi çoktan dolmaya başlamıştı bile, Somer Hoca henüz malzeme odasını açmadığı için pet şişeyle futbol oynayan gençlerin arasından geçtim.
"O kadar koştum, matematik ödevini bile unuttum insan bir acır be." Omzumun üstünden dönüp nefes nefese kalmış Mert'e baktım. "Ne yani ne yapayım?" Diyerek belimi aşan saçlarımı tek omzuma attırdım. "Ben mi dedim Arap atı gibi koş diye?" Mert elini boğazına yasladı.
"Hani matematik ödevini kontrol ederken bir artı atsan, fena olmaz gibi." Kaşlarımı çatıp dediklerini düşündüm. "Benim kârım yok ki bu olayda?" Ödev kontrolcüsü olduğumu öğrenmişti tabii it. Okulun basamaklarını yan yana tırmanıp kapıyı benim için açtığında içeriye ilk giren ben olmuştum.
Tam karşıdaki duvara asılı televizyonda Zorba Olma Kanka Ol slaytını gördüğümde gözlerimi devirdim.
İlk katı çıktığımızda nöbetçi masasının arkasındaki duyuru panosuna yeni bir afiş asılı olduğunu gördüğümde o tarafa ilerledim. Mert'te hemen arkamdan geldi. "Lütfen ya," Panoya asılan afişlere göz gezdirdim. Bir tanesi gözüme takıldığında hevesle gülümsedim.
"Oha kamp düzenliyorlar." Dirseğimle Mert'i dürtüp afişi gösterdim. 12 Ekim'den 15 Ekim'e kadar üç günlük bir kamp ayarlanmıştı. Sadece 11 ve 12. sınıfların katılımına açıktı. Her sene düzenlendiğini biliyordum ama ilk defa katılabilecektim.
Somer Hoca, Melek Hoca, Aynalı Rıfkı Hoca ve Nurullah Hoca rehberliğinde olacaktı. Ayrıca rehber öğretmenler Selma ve Hüseyin Hoca'da geliyordu. Tabii müdürde.
Nurullah Hoca'nın adını ilk defa duyuyordum, bu sene gelen öğretmenlerden birisi olmalıydı. "Katılacak mısın?" Mert'in sorusuna "İsterim tabii ama aileme sormam lazım," Diye cevap verdim.
"Peki bana artı koyacak mısın?"
🐮
Biyoloji dersinin başlamasını beklerken üç yıldan beri ilk defa farklı bir hoca girecekti dersimize. Oturduğum yerde ödev kontrol listesini doldururken gözüm Mert'in adına ilişti. Adının yanındaki eksiyle bakışırken içimdeki insan sevgisine söve söve kalemi hareketlendirdim ve dikine bir çizgi daha çekerek eksiyi artıya çevirdim. Homurdanarak kağıdı yeniden dosyama koydum.
Bu esnada Cafer elindeki not defterini sallayarak etrafta geziniyordu. "29 Ekim Gösterisi'nde izleyemeyeceğim, göremeyeceğim diye endişelenme. İ.S.P.O.O'ya başvur VIP bölümden 4K izle." Dayanamayıp başımı kaldırdığımda Serdar bir miktar parayı sayıyordu. Cafer ise elindeki not defterini sallamaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öküz Tayfası
Humor"Bir zildi tüm yılı başlatan, bir zildi bizi sözlüden kurtaran ve yine bir zil olacaktı hepimizi ayıran." 🐮 Ortasında kaldığım duruma baktığımda aklımdan, okuduğum sayılı kitaplardan birisi olan 'Minik Kurbağa Kurbi' isimli kitaptan bir cümle geçiy...