-19-

3.7K 220 22
                                    

Kazanmak kadar kaybetmekte bir lütuftur değil mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kazanmak kadar kaybetmekte bir lütuftur değil mi?

Belki de kaybetmek kazanmaktan daha iyidir.Her zaman olmasada bazen kaybetmeyi seçmeliyiz.Herkes kazanabilir fakat herkes kaybedemez.

Melek girdiği her savaşta kaybettiği gibi hayat ile olan savaşını kaybediyordu.O çok yorgundu.Bedensel değil,ruhsal olarak bir ölüden farksızdı.Yaşamaya dair bir çabası hiç olmamıştı.Fakat şimdi onu hayatta tutan 3 adama karşı yaşamak istiyordu.

"Kurşun kalbe çok yakın bu yüzden ameliyat ağır geçti.2 kez kalbi durdu."

Boran,doktor sözünü bitirmeden çıkışa ilerledi.Duymak istemiyordu bazı şeyleri.Gerçeklerden kaçıyordu belki de?Acı onların her zaman yakasını tutan bir duyguydu.Gölgeleri misali peşlerindeydi.

"Boran..."

Kardeşinin yanına çökerek omzuna dokundu Sinan.Canını yakıyordu,bir yarısı içerde can çekişirken diğer yarısı dışarıda canını veriyordu.Kurşun belki onun kalbine denk gelmedi fakat acısını hissediyordu.

"Çok küçük abi,"yutkunamadı.

"Baksana kalbi bile dayanmamış."

Sinan yaşlarla dolu gözlerini zorlukla gökyüzünde gezdirdi.Her bir cümle yüreğindeki ateşi harlarken sıktı dişini.Güçlü kalmak böyle bir an için zor gelsede kendini tuttu.

"O hepimizden güçlü elbet gülerek çıkacak bu hastaneden."

İnanmak istiyordu,Sinan kendi söylediklerine inanmak istiyordu.Başka bir çaresi yoktu inanmak haricinde.

Çocuk gibi ağlayan kardeşini kendine çekti.Acısını kendi omzuna alabilecekmişçesine sıkıca sarıldı.Ne kadar güçlü kalmaya çalışsada akıyordu yaşları.

Korkuyordu,kaybetmek gözünü korkutuyordu.Açtıkları beyaz sayfanın siyaha boyanmasını istemiyordu.

Kitabı okumak güzel hissettirirken sonunda ne olacağını bilmemek acı vermez miydi?

🍃

Efkan,boş gözlerle duvarları seyretti.Melek yoğun bakıma alınmıştı.Kurşun kalbe yakın bir yerde olduğu için ameliyat ağır geçmiş ve müşahade altında kalması gerekiyordu yani doktor öyle söylemişti.

Omzundaki kurşun yarası sızlayarak kendini belli ettiğinde bunu umursadan ayağa kalktı.Yüreğindeki sızı ona yetiyordu.Fakat kalktığı gibi dönen başıyla geri sendeledi.Uzun sürmeyen bu baş dönmesini umursamadan ona doğru gelmekte olan Sinan'a karşı konuştu.

"Bir şey yok."

Artık kimsenin gözünde yaş kalmamıştı.Son damlasına kadar kurumuştu.Koskoca adamlar hiç utanmadan kaybetmek korkusuyla gözyaşı dökmüşlerdi.Zira onlara laf söyleyende yoktu.Acıları büyüktü.

Kanatsız MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin