Bölüm 38: beklenmeyenler ve duygulanmalar

2.5K 140 0
                                    

38

🍀

Annemizi ziyaret etmemizin üzerinden birkaç hafta geçmişti. Kendimi mutlu ama buruk hissediyordum. On sekiz yaşındaydım. Bu zamana kadar annemin özlemini çekmemiştim, onu hiç tanımadığım için. Ama onu ziyaret ettikten sonra annemi özlemeye başlamıştım. Yanımda annemi istiyordum ama bu imkansızdı.

Yatağımda oturuyor ve küçük aynama bakarak saçlarımı örüyordum. Duş almıştım, ama saçlarımı kurutmaya üşendiğim için çareyi örgülerde bulmuştum.

Kapım çalındığında gel komutunu verdim ve saçlarımı örmeye devam ettim. Abim odama girdiğinde bana gülümsedi ve gelip yatağıma oturdu.

"Sana bir şey sormaya geldim." Dedi gözlerine ulaşan gülümsemesiyle.

Saçımı bağladım ve balık sırtı yaptığım örgülerimi arkama attım. Merakla abimin söyleyeceği şeyi bekledim.

"Üniversite sınavına yeniden hazırlanmak ister misin?" Diye sordu gözlerimin içine sevgiyle bakarak.

Gözlerim doldu ama ağlamadım. Başımı hevesle salladım ve ona sıkı sıkı sarıldım. "Çok isterim."

Üniversite sınavına girmiştim ama müdire okumama izin vermediği için üniversiteye gidememiştim. Hep içimde ukde kalan bir şey olmuştu. Abimin yaptığı bu teklif beni çok mutlu etmişti.

Elini başımın arkasına koydu. "O zaman sana gerekli kitapları alalım, ister misin?"

Yanağından öptüm. "Alalım."

Benden ayrıldı ve ellerini örgülerimde gezdirdi. Alnımdan öptükten sonra ayaklandı ve odadan çıktı.

Yaşadığım mutluluk tarif edilemezdi. Elimi kalbime koydum ve buğulu gözlerle gülümsedim.

Artık her şey çok güzel olacaktı.

🍀🍀🍀

Yaptığım çizimi sonunda bitirdiğimde kendime gururla gülümsedim. Bu şu ana kadar çizdiğim en güzel şeydi. Tabii ki de yine Çınar'dan bir parça çizmiştim. O çok sevdiğim ellerini çizmiştim.

Kağıdı defterimden dikkatle kopardım ve odamdan çıktım. Ona bu resmi şimdi vermek istiyordum.

Aşağıya indiğimde salonda sadece Çınar'ı buldum. Kaşlarımı kaldırdım ve resmi arkama saklayarak yanına oturdum. "Diğerleri nerede?"

Yanına oturduğumda belimden tuttu. "Çıktılar, birkaç saatlik işleri vardı."

"Öyle mi?" Dudağımı büktükten sonra sevimlice sırıttım. "Birkaç saatliğine yalnızız yani?"

Dudağının kenarını kıvırdı ve belimi okşadı. "Yalnızız."

Ona gülümsedim ve arkama sakladığım kağıdı kucağına koydum. "Senin için."

Ellerini belimden ayırdı ve kağıdı aldı. Gözlerini yaptığım resimde gezdi ve tekrar bana baktı. Gözlerinde saf sevgi vardı.

Ellerimi kucağımda birleştirdim. "Sana ait olan şeyleri çizmeyi seviyorum. Bu sefer ellerini çizmek istedim. Beğendin mi?"

"Çok beğendim." Sesi mı kısılmıştı yoksa bana mı öyle gelmişti? "Peki neden ellerim?"

Kucağına oturdum ve bacaklarımı iki yanından sarkıttım. Ellerimi omuzlarına koydum. "O eller bana dokununca aklımı yitiriyorum. O yüzden."

Tuttuğu kağıdı kenara koydu ve kollarını belime sardı. "O ellerin şimdi de aklını yitirecek şeyler yapmasını ister misin?"

"Ne yalan söyleyeyim, isterim." Dedim pekte hevesli görünmemeye çalışarak. Ama ikimizde kalbimin hızla atışını çok iyi duyuyorduk.

Uzaklığın en büyük yaraydıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin