Altın Kelebek [2] | İkinci Bölüm|

8 0 0
                                    

Altın Kelebek

[2]

|

İkinci Bölüm

|

Halil, masamın üstüne sıcak kahve bardağını koydu. "Günaydın." Dedi, her zaman ki sabah neşesiyle. Başımı kaldırıp, gülümsemeye çalışarak: "Günaydın." Dedim. "Ne var ne yok?" Diye sordu. Sonra da biraz yüzüme doğru yaklaşıp, kulağıma doğru eğilerek: "Haberlerden haberin var mı?" Diye sordu.

Kendini geri çekip, ilk önce sağına soluna baktı. Sonra biraz bana eğilip kulağıma doğru sessizce: "Bizim patronun oğlu, yetimmiş. Öyle diyorlar." Ne! Bu nasıl bir deyişti! Hem öyle bir şey yoktu!

"Hayır!" Dedim hemen. Kendini geri çekti. "Taner Bey, yetim felan değil! Hem bu nasıl bir deyiş!" Omuzlarını silkti, Halil. "Ben söylemiyorum zaten haberler söylüyor." Dedi. Sinirlendim. İnsanların işi gücü yok muydu da durup dururken bir insanın arkasından konuşup saçma sapan dedikodu çıkarırdı!

"Halil? Burak? Ne oluyor?" Gamze, araya girdi. Halil, hemen Gamze'ye dönüp şirinlikler yaparak Gamze'ye: "Günaydın!" Dedi. Gamze, utanarak sağına soluna bakındı. Dişlerinin arasından: "Kes şunu!" Dedi.

Halil, alındı. Çocuk gibi trip atarak hemen yanımızdan gitti. Gamze, bana doğru döndü. "Haberleri duydun mu?" Diye sordu. Bunlar pis dedikodulara ne diye haber deyip duruyordu! Sinirle hemen: "Taner Bey, yetim felan değil! Ve, birinin arkasından asla böyle konuşulmaz!" Diyerek tersledim. Gamze tepkime şaşırsa da başını salladı.

"Yalnız," dedi: "Ben onun hakkında bir şey demeyecektim. Senin bir arkadaşın vardı ya, Jungle şirketinde çalışıyordu." Dedi, başımı sallayıp önüme döndüm bilgisayarımı açarken: "Onlarla sözleşmeyi yeniden imzaladık. Yani bilmiyorum bir gecede ne oldu ama..." Dedi. Gamze'ye döndüm hemen, şaşırak: "Ne!" Dedim.

|

Jungle, şirketi İshak'ın çalıştığı yerdi. Çok değil dört ay önce olaylı bir şekilde biz sözleşmeyi fes etmiştik ama şimdi yeniden... "Aynen öyle! Gelsin bakalım mesailer!" Deyip, oflayarak: "Neyse, kolay gelsin." Deyip yanımdan ayrıldı.

Açılan, ekrana boş boş baktım öylece... Bundan, muhtemelen İshak'ın haberi vardı ve bana neden daha önceden söylememişti?

|

"Burak?" Gamze bana seslendi. "Hadi, öğle yemeğine gidiyoruz. Sende gelsene bizimle!" Halil ile beraber yanıma geldi. Dalgınca masamdan kalktım, yaka kartımı boynuma takarak ofisten sessizce yan yana yürümeye başladık. "Biliyor musunuz?" Dedi, Halil.

"Biz dün Ertan ile kaza yaptık! Adamın biri geldi, bizim arabaya kırmızı ışıkta vurdu!" Dedi, sinirle. Halil'e: "İyisiniz değil mi? Geçmiş olsun!" Dedim. Başını salladı: "Sağol! Vuran, Altın Kelebeğin tekiydi. Ya onlar suçlu olmasına rağmen, bize kelepçe taktılar!" Diye öfkeyle konuştu. Sessiz kaldım.

Haklıydı, bu hayatta Altın Kelebekler iyi veya kötü... Her şeyin sahibiydi. Bizlerin de... "Şşh!" Diye uyardı Gamze. "Yerin kulağı var! Bilmiyor musun?" Asansörün kapısı açıldı. Dalgınca, asansöre bindim. Ama, Halil ve Gamze binmedi.

"N'oldu?" Dedim, onlara doğru. İkisi de, arkama bakmamı söylüyordu. Arkamı döndüm, ah! Burada... Arkamda, Taner... Yani, Taner Bey vardı. Başımla bir selam verdim. Tam asansörden inecektim ki.

"Berabar gidelim..." Dedi, hemen bileğimi tutarak. Elimi hemen çektim, kendini hemen topladı Halil ve Gamze'ye dönüp: "Yemeğe." Dedi.

|

Dördümüz de sessizce, yemekhaneye indik. Halil ve Gamze, yanımızdan koşuşturarak ayrıldı. Bu kadar, Tanerden çekindiklerini belli etmeseler olmaz mıydı? Ben de, yanından geçip gidecektim ki: "Burak?" Dedi. Taner... Bey'e, döndüm. "Ben," dedi gergince.

"O kadar korkutucu mu görünüyorum?" Güldüm, istemsizce. Hemen ağzımı kapadım. O da bu halime güldü. "Hayır!" Dedim sadece. Başını sallayarak: "Öyleyse... Yemeğe benimle eşlik eder misin?" Diye sordu. Yanıma geldi.

Bana baktı. "Bu, bu olmaz... Siz, benim patr-"

"Hayır!" Dedi hemen. "Emin ol, bunda hiçbir sorun çıkmayacak. Seninle yemek yediğim de işçiler de benim, ne Altın Kelebek olduğumu ne de patron olduğumu düşünecek. Sıradan bir insan... Gibi, gözükeceğim yani."

Şaşırdım, beni kullanıp kendine bir yer edinmesine izin verdim. Sessizce ikimiz de yan yana yürürken: "Sizin bölüm... Bugün mesai mi?" Diye sordu. Dalgınca başımı salladım, keşke bende Gamze ve Halil gibi yanından kaçsaydım.

|

ALTIN KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin