Altın Kelebek [3] | Yan Hikâye| Yedinci Bölüm| Yan Hikâye Final Bölüm|

1 0 0
                                    

Altın Kelebek

[3]

|

Yan Hikâye

|

Yedinci Bölüm

|

Yan Hikâye Final Bölüm

|

Düğün günü gelmişti. Benim tarafımda kimse yoktu, onun ise hayli kalabalıktı. Aynadan kendime baktım. Beyaz bir takım giymiştim, gözlerimin içine baktım... Kendime çok kızgın ve kırgındım... Kardeşlerimin, ailem dediğim canların... Katiliyle evleniyordum. O da onlardan biriydi, belli ki o gün bizi öldürme operasyonunu o düzenlemişti.

Benim ise herhalde titreyen, bıçak tutan elimin haline acımış beni öldürmemişti. Beni sevmediğini biliyordum bende onu sevmiyordum sadece bana nazik davranıyordu o kadar... Derin bir nefes aldım, bu evliliği Mihail amcaya ulaşmak için yapıyordum.

Odaya biri girdi, aynadan kimin geldiğini gördüm. Gelen, Andres'tı. O da siyah bir takım giymişti. Bana doğru yürüdü, arkamda durdu. Elini belime attı: "İyi hissediyorsun, değil mi?" Diye sordu. Başımı sallamakla yetindim. O da çok gergindi.

Galiba ikimiz de mutlu veya heyecanlı değildik. İkimiz de birbirimizi kullanıyorduk ve içten içe bunu kabul ederek evleniyorduk. Ona doğru döndüm.

"Zamanı gelmedi mi?" Diye sordum. Başını salladı, bu kez ben onun elini tuttum, onun önünden yürürken odadan çıkmadan önce gülümseyerek: "Hadi," dedim.

"Evlenelim."

|

Bizi herkes alkışlamaya başladı. Dudaklarımın üstünden dudaklarını çekti. Utanarak, ondan gözlerimi çektim. Kısa bir süre sonra olduğumuz yerden inip davetlilerin arasından geçmiştik el ele. Herkes bizi değil onu, o Altın Kelebeği tebrik ediyordu.

Tarihe bir ilk geçmişti, Altın Kelebeğin biri sadece onların yeri olan bir sıradanla evlenmişti. Gülümseyerek, onun etrafında dört dönen Altın Kelebekler'e baktım. Hepsinden nefret ediyordum, elimi sıkı tutan...

Köşkten çıktık, el ele... Haberciler bize soru sormaya başladı... Kapının önü çok kalabalıktı. Zorla arabaya yürüdük... Ben tam arabaya biniyordum ki, Mihail amcanın sesini duydum: "Ivan!" Diye bağırdı. Ona doğru döndüm.

Mihail amca? Nasıl? Beni nasıl bulmuştu? Nasıl haberi olmuştu... Ona koşmak için yanına gitmek istedim... Koşmak istedim... Ama, Andreas beni tuttu.

Birden bir çok asker Altın Kelebeğin hedefi oldu... "Hayır!" Diyebildim. Onu öldüreceklerdi... Korktum, hem de çok...

Belinden bir silah çıkardı... Ağlıyordu. "Kardeşlerimizin asıl katili sensin!" Diye bağırdı. "Amca!" Diye bağırdım . Ağlamaya başladım
Bir Altın Kelebeğin, kolları arasında çırpındım.

Hiçbir şey diyemedim ama... Gözlerinde ki hayalkırıklığına takılı kalmıştım. Haklıydı. Hem de çok...Yine bağırarak: "Benim de!" Dedi ve başına silahı dayadı, birden... Tetiği çekti.


"Amca!" Diye bağırdım ama her şey için çok geçti.

Onu durduramadım. Onu, tutamadım.

Amcamın bedeni, yere düştü... Kanlar içinde yerde yattı öylece... Andreas, önüme geçti ona bakmamam için... İnsanlar çığlık çığlığa kaçışırken ben ilk defa o gün... Çığlık çığlığa ağladım, bir Altın Kelebeğin kollarında... Çığlık çığlığa, ağladım.

|

ALTIN KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin