"La bir dur Kardelen ya. Nefesim kesiliyor yemin ederim.'
Yarım saattir aralıksız dans ediyorduk. Diğerleri yemeklerini yemiş ve bize katılmıştı. Hoparlörde ki şarkı kendiliğinden değişiyordu. Çünkü hocalar görünürde yoktu. Murat ile Mert yine bizi güldürecek şeyler yapıyorlardı. Sınıfın en mükemmel çiftiydi. Nedensiz yere hep gülerlerdi. Hatta bir keresinde onlar yüzünden sınıftan çıkmak zorunda kalmıştık. Dersimiz Mehmet Hoca'yaydı. Mehmet Hoca da kıl bunlara zaten. Bunlar yine sebepsiz yere gülmeye başladılar. Bir de kahkahalarla. Hoca da kızdı siz benle dalga mı geçiyorsunuz diye. Öyle bir bağırmıştı ki kulaklarım patladı sanmıştım. Hoca da bizi sınıftan kovmuştu.
"Tamam o zaman yiyecek bir şeyler alalım."
Birlikte masanın başına geçtik ve tabaklarımızı aldık. Masa da sevdiğim onlarca şey vardı. Görgüsüzce davranarak -ilk defa- tabağımı tepeleme bir şekilde doldurdum. Gizem de tabağını doldurduğunda yan yana oturduk. Aylin bir yandan Burak ile konuşuyor bir yandan da dans ediyordu.
"Var ya bu kız beni delirtecek."
"Niye ki?"
"Kör müsün Gizem? Şunların yakınlığına bir bakar mısın lütfen."
"Haa sen onu diyorsun. Kanka ben zaten biliyordum ki."
"Ne biliyor muydun? Ben burda neyim pardon?!"
"Aylin sana söylemedi çünkü annesine söylemenden korkuyormuş."
"Ben cani miyim? Niye beni ispiyoncu olarak lanse ediyor bu? Ne zaman görmüş ben onla ilgili bir şeyi annesine anlatmışım? Çok büyük ayıp."
"Ben orasını bilemem. Zaten bana da deteylı anlatmadı."
Gözü banklarda oturan Tuğçe'ye kaydı.
"Bir de biliyon mu? Bizim Oğuz Tuğçe'den hoşlanıyormuş. Gitmiş kıza açık açık söylemiş işte ben senden hoşlanıyorum diye kız kabul etmemiş. Bu Oğuz da Aylin yüzünden böyle yapıyor sanıyor."
Bu Aylin'in davranışlarını açıklıyordu. Demek Oğuz Aylin'i suçlu olarak görüyor.
"Öyle mi? Keşke kabul etseydi Tuğçe. Çok yakışıyorlar birbirlerine."
Birbirlerine gerçekten çok yakışıyorlardı. Ama bir sorun vardı. Ayla da Oğuz'a aşıktı. Bu neden ağladığını açıklıyordu. Bir banka oturmuş ve Burak ile konuşan Oğuz'a bakıyordu. Gözleri yine dolmuştu. Ağlayacaktı. Tam yanına gideceğim sıra da Tuğçe benden önce davranmış ve yanına gitmişti. Yanına oturdu ve ona bir şeyler anlatmaya başladı. Ayla onu dinlerken tekrardan gözleri dolmuştu. Hala Oğuz'a bakıyordu. Ne dediklerini anlamıyordum ama Ayla'nın gözlerinde ki öfkeyi gördüm. Burdan bile öfkesini görebiliyordum. Hızla ayağa kalktı ve bizim yanımıza doğru ilerledi.
"Gizem bir benle gelsene sen."
"Niyeymiş o?"
"Bir şey konuşacağım senle."
Gizemi kolundan tutuğu gibi ayağa kaldırdı ve içeriye götürdü. Anlaşılan küçük bir kıyamet kopacaktı. Ben ise donup kalmıştım. Bir süre kendime gelemedim. Aniden kolumda hissettiğim el ile yerimde zıpladım. Arkamı dönüp baktığımda Aylin'i gördüm.
"Ödümü kopardın"
"Özür dilerim. Yanına oturabilir miyim?"
"Tabi otur."
Ayli az önce Gizem'in oturduğu sandelyeye oturdu ve bana döndü. Bir şey anlatmak istiyordu ama sanki korkuyordu.
"Ben sana bir şey söylemek istiyorum ama nasıl anlatacağımı bilemiyorum."
