01

167 17 19
                                    

Han Jisungtan...

Gözlerimi açtığımda alıştığım o lanet depodaydım, son günlerdir mafyaların bizimle alıp veremediği birşey vardı.

Odaya birisi girince hemen bakışlarımı oraya çevirdim.

'Bakıyorumda uyanmışsın.'

'Şu saatden sonra sonsuz uykuya dalmayı dileyeceğim Lee.'

'Şu ölüm konusunu şimdilik aklından çıkar Jisung, seninle birşey konuşmaya geldim.'

'O zaman niye kaçırdın!? Adam gibi çağırsaydın!'

Onu azarladığımda göz devirmiş ve oflamıştı.

'Bak, bana bir Bar basmak konusunda yardımcı olacaksın. İtiraz edersen eğer,'

Kapıyı işaret etti.

'Ordan çıkarım ve kilitlerim, 1 hafta kimse girmez. Aç susuz kalırsın.'

'Zaten yeterince zayıfım daha ne istiyorsun?'

'Konuyu dağıtma Jisung! Beni dinle, bana bir konuda yardımcı olacaksın dedim. Adamların elindeki bütün parayı alıp öldürmemiz gerek.'

'Peki benim bundan çıkarım ne olacak?'

'Onu sonra düşünürüz.'

Derin bir iç çektim.

'Çöz artık beni, böyle malca konular için birdaha sakın beni kaçırma. Kalçam ağrıyor be! Ne güzel yatağımda uyuyordum!'

O ipleri çözerken bende isyan ediyordum.

'Tamam yeter sus çok konuşun, Sendede ne çene varmış be?'

'Sanane? Benim konuşmamdan sanane?'

'Of, cidden sus. Çok konuşuyorsun, o iğrenç sesini duymamak için herşeyimi veririm.'

Evet, bu cidden biraz... Kırmıştı.

'Ben sanki senin o sesini duymak istiyordumda, şimdi siktir olup gidiyorum. Herhangi birgün, umarım hiç bir zaman benimle iletişime geçemezsin.'

Gülerek kapıyı işaret etti.

'Hadi git.'

Sandalyeden kalkarak telefonumu aradım, yoktu!?

'Lan telefonum!'

'Jisung, seni şuan bu pijamalarla ciddiye alamıyorum...'

Minho gülerek söylediğinde üstüme bakmıştım, ne var yani sincaplı pijama giydiysem?

'Sus be! Telefonumu ver! Hem kaçırıyor hemde dalga geçiyor.'

Telefonumu uzatdığında elinden alıp kafasına bir tane geçirdim.

'Sus yoksa öldüreceğim!'

Telefonumdan Jeongini ararken onu uyarıyordum, Jeongin telefonu açınca hızla kulağıma götürdüm.

'Hyung! Neredesin!?'

'Jisung~ uyuşturucuyu yolla güzelim~'

Minho arkada mal mal konuşurken bende zar zor Jeongin ile konuşuyordum.

'Jeongin boşver, sen minhonun evine gel ve beni al. Yoksa kanser olup öleceğim!'

'Tövbe de hyung.'

Telefonu Jeonginin yüzüne kapatıp açık kapıya doğru yöneldim.

'Kötü günler Lee Minho.'

Diyerek yüzüne hiç bakmamış ve bodrumdan çıkmıştım, bir kaç kere baskın yaptığım için evini biliyordum ve tabi kaçırıldığım içinde biliyordum.

All İn |MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin