Hyunjin hemen yanıma gelmiş ve zorla kolumdan tutup içeri sokmuştu.
"Ne oluyor Jisung?"
Hyunjin sorguya çekmeye başladığı anda Chan yanımıza gelmişti.
"Noluyor gece gece..? Lan Jisung!?"
"Sonra hepinize her boku anlatacağım ama ilk önce şu ecdadını siktiğimin veledini öldürmem gerek."
"Anlatmadan gitmene izin veremeyiz, hem neden Jeongine öyle diyorsun ki?"
"Chan hyung, aç artık şu gözlerini! Bu çocuk yüzünden ben iki gün Minhoya katlandım! O gidip kendisini kaçırmış gibi gösterdi bize ve bende onu kurtarmaya daha çok ihanet ettiğini öğrenmeye gittim! Ondan sonrada işte sizde biliyorsunuz."
İkiside şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
"Jeongin odada..."
Hyunjin odayı işaret ettiğinde hızla odasına doğru gittim, bana hesap vermeden hiç bir yere gitmeyecektim.
Odasının kapısının önüne geldiğimde hızla kapıyı açmaya çalışmıştım ama olmamıştı.
Kapı anahtar boşluğuna bir kaçkez ateş edip kapıyı açtım, Jeongin odada yoktu?
Chan ve Hyunjin yanıma geldiğinde onlara döndüm.
"Jisung herhangi bir kaçırılma olayı olursa diye ses dinleme cihazı ve takip cihazı yerleştireceğiz."
"Bulduklarında zaten kırarlarki, hem zaten Minhonun evinde olduğumu biliyorsunuz... Size zarar gelmesin istiyorum. Bu yüzden beni kurtarmaya çalışmayın."
"İstediğini yerine getirmeyeceğiz, Jisung."
Oflayarak Chan hyungun cihazları yerleştirmesine izin verdim.
Kıyafetlerimizin her zaman gizli bir cebi vardı. Genellikle bu cepleri bir kendimiz dikerdik.
Hatta bazen ceplerimiz bulunmasın diye yalandan bir kaç dikiş atardık ve yırtık gibi görünmesini sağlardık. Tabiki herkez kanardı.
Minho ile nasıl bir geçmişimiz vardı diye sorulursa... Gerçekten iyi bir geçmişimiz vardı, hatta bir ara ona aşıktım ama vazgeçmek zorunda kaldım. Çünkü o bizim baskın yaptığımız yeri bizim içerde olduğumuzu bile bile ateşe vermişti.
Hepimiz çıksakta Hyunjin çıkamamıştı, tabiki bende içeri girip onu aramıştım.
Hyunjini bir odaya kilitlemişti, onu ordan kurtardıktan sonra ise Minhodan 2-3 ay haber alamamıştık. Ondan sonrada bize saldırmaya çalıştı bizde 2 tarafa ayrıldık. Yani nasıl desem... Grubumuz ikiye bölündü diyebiliriz.
Ondan o zaman vazgeçmiş hatta intikam ateşiyle yanıp tutuşmuştum, biz birbirimize aile demişken o bize zarar vermişti.
Onu dinlememe kısmına gelirsek bir ara bize birşey anlatmak istediğini söyleyip evimize geldi, yarısında ise Hyunjin sinir krizleri geçirip Minhoya saldırmaya kalkıştı.
Ondan sonrada Minhoyu evden kovup haksız olduğunu söyleyip Hyunjin ile ilgilenmiştim.
Ya cidden ölseydi..? Böyle yüzsüz gibi karşımıza çıkabilcekmiydi..?
Bir anda silah sesleri gelmesi ile oraya döndüm, ne oluyor ulan!?
Hızla bizimkiler ile dışarı çıkıp etrafa bakındık.
"Hey! Kim var orada!?"
"Hm... Kim olabilir sence Jisung? Beni özlemedin mi? Geldim işte ayağına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All İn |Minsung
FanficLee Minho, Suikastçı Han Jisung'u kaçırarak onunla anlaşma yapacağını sanar ve öylede yapar. Fakat Jisung onu kandırır ve bir kaç görüntü ile görüntüleri polise teslim ederek Lee Minho'dan şikayetçi olur. Lee Minho kolayca olaydan sıyrılmış ardından...