Minho bir şişe suyu bana uzatmış almamı bekliyordu, gücüm o kadar tükenmiştiki ayakta duracak gücüm bile yoktu.
Minho şişenin kapağını açarak beni oturtdu ve suyu içirtmeye başladı, ilk defa iyilik yapıyor puşt.
Bizimkiler koşarak gelirken Minho'nun elindeki şişeyi tamamen bitirmiştim, boğazım azda olsa acıyordu.
Jeongin yanıma gelip iyi olup olmadığıma bakarken Hyunjin ile Chan Woojin'i hallediyordu.
'Abi? bunlar kim?'
Sarışın bir çocuğun bize doğru gelmesi ile oraya döndüm, yanında ise kaslı bir çocuk vardı.
Sarışın çocuğun sesi bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamıyordum.
'Ha bunlar mı? Hiç öyle yardım istediler yardım ettim.'
'Ne!? Biz mi yardım istedik!? Ölüyordum lan! Ayrıca sen niye yardım ettin harbiden?'
'Az kalsın ölüyordun ne yapsaydım? İzlesemiydim?'
'Evet izleseydin, senin yardımına muhtaç değilim ama yinede teşekkürler.'
'Pff, sizede iyilik yaramıyor.'
Göz devirerek ayağa kalktım, sarışın çocuk beni dikkatlice süzüyordu.
'Bir yerden tanıdık geliyorsun ama... Çıkaramıyorum?'
'Han Jisung ben, sende Lee Yongbok olmalısın.'
'Ah Jisung! Nerelerdeydin sen? Ayrıca ben yongbok değilim, benim adım Felix.'
Hyunjin Felix adını duyduğunda duraksamış ve arkasını dönmüştü.
Felix koşarak bana sarıldığında bende ona sarılmıştım.
'Sen neden Üniversite sınavı olacağımızda çekip gittin?'
Felix'in sorusu ile ondan ayrıldım.
'Babam ölmüştü ve cenazesine zorla götürüldüm, yurt dışında cenazesini yapmışlardı.'
'Üzgünüm Jis, bilmiyordum.'
'Sorun değil Felix.'
Jeongin sinirle Felixi izliyordu, benden hoşlandığını o kadar belli ediyordu ki...
'Peki o yelloz nerde?'
'Sensin lan yelloz!'
Hyunjin direkt kendini savunduğunda gülmüştüm.
'Yıllardır hep kavga ediyorsunuz, ayrıca hyunjinin saçı sarı değil altın sarısı.'
Diyerek hyunjini savundum, akşam yemekleri ona yaptırmak gibi bir planım olabilirdi yani...
'Olsun, bana göre sarı.'
'Siz tanışıyor musunuz?'
Minho bir anda daldığında ona döndüm.
'Evet sanane?'
Göz devirmişti, umarım göz devirmekten gözlerin kör olur!
Bir anda aklıma gelen şey ile duraksadım.
'Felix, bu piçin abin olduğunu söyleme sakın.'
'Ab-'
'Anladım.'
Diyerek onu susturdum.
'Bir saniye sen az önce piç mi dedin bana?'
'Yo hayır, hiç demedim Minho biliyonmu?'
'Dalga geçme benimle Jis.'
'Ahaha... Şimdi Minhocum bizim gitmemiz gerek, uğraşmamız gereken bir devlet var.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All İn |Minsung
FanfictionLee Minho, Suikastçı Han Jisung'u kaçırarak onunla anlaşma yapacağını sanar ve öylede yapar. Fakat Jisung onu kandırır ve bir kaç görüntü ile görüntüleri polise teslim ederek Lee Minho'dan şikayetçi olur. Lee Minho kolayca olaydan sıyrılmış ardından...