"Yaw bi siktirin gidin! Çok daraldım!"
Felix bağırınca onu onaylamıştık, Hyunjin dışında hepimiz dışarı çıkmıştık. Seungminin bir sincapla ilgilendiğini görünce yanına gitmiştim.
"Çok tatlı~ galiba hayvanlara ilgin var?"
"Hmhm, bir kaç yırtıcı hayvanı evcilleştirerek evimde bakıyorum. Avukat olsamda zorlamıyor."
Onu başımla onaylamıştım.
"Bence hastanede karabalık yapmayalım, Jisungların evine gidelim."
Minhonun konuşması ile onu onaylamıştık, 2 araba ile gidecektik yoksa sıkışırdık bayağı.
Changbin ve Seungmin ikisi ayrı bir arabada gelmek isteyince onlara karışmamıştık.
Jeonginde o ikisi ile gideceğini söylediğinde izin vermiştik, Minho sürücü koltuğuna geçmişti.
Chan rahat olmak için arka koltuğa oturmuştu bende ön koltuğa oturmuştum.
Minho arabayı çalıştırıp ilerlerken Changbinlerin arabasının arkasından 3-4 tane siyah araba geldiğini fark ettim.
"Şu siyah arabadakiler kimin adamı?"
"Merak etmeyin, onlar benim adamlarım. Önlem olarak geliyorlar."
Onu onaylayarak önüme dönmüştüm ki Chanın telefonundan gelen robot sesi ile duraksamıştım.
"Güvenlik sistemi kapatılma işlemi tamamlanmıştır."
Aynadan Chana baktığımda şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Ne oluyor Chan?"
"Bakmam gerek, bekleyin ve gidebildiğiniz kadar yavaş gidin."
Minho yavaşladığında Changbin kornaya basmıştı, camı açarak elimle kendi aramızda oluşturduğumuz 'tehlike var' haraketini yapmıştım.
Jeongin, Changbin ile konuşunca Changbinin kaşları çatılmıştı, Minho yavaş yavaş ilerlerken Chanda sorunu anlamaya çalışıyordu.
"Evin güvenlik sistemleri kapatılmış, nasıl ve hangi bilgisayardan yapıldığı gözükmüyor. Telefonda olduğum içinde kod yazmam zorlaşır. Bana bilgisayar lazım."
"Şirket için kullandığım bir laptop var, bagajda duruyor. İstersen vereyim?"
"Çok iyi olur Minho, biraz burda durmamız bizim için iyi olacaktır."
Minho arabayı durdurunca hepimiz inmiştik, Changbinler de inince arkamızdan gelen arabadaki adamlarda inmişti.
"Hyunjin kodlama yapmayı bilmiyor, o yüzden güvenlik ile ilgilenmez. Jisung zaten yanımızdaydı, Jeonginde diğer arabadaydı ve oda pek kodlama yapamıyor. O zaman bu sistemi kim kapattı?"
Sistemi açmaya çalıştığında hata veriyordu, Minho laptopu getirince Chan bilmediğim şeyler yaparak kodlama yazmaya başlamıştı.
Ben az çok biliyorum ama detaylı bilmiyorum, o kadar.
Chan tam sevinçle bize dönecekken gelen o robotun sesi ile sinirlenmişti.
"Güvenlik sistemi devredışı."
Chan ne kadar yapmaya çalışsada sürekli bozuk bir radyo gibi sürekli bu cümle tekrar ediyordu.
Aklıma gelen şey ile duraksadım.
"Chan..."
"Ne var Peter?"
"Bizim bodrum katına yaptırdığımız gizli bölge güvenlik sistemi ile çalışıyor... Şuan kapı açık olmalı."
Chan dediğim şeyden sonra duraksamış ve laptopu alarak arabaya ilerlemeye başlamıştı.
"Hızlı olun! Hızlıca eve gitmemiz gerekiyor!"
"Minho şimdilik arabayı ben sürüyorum."
Minho onaylayınca hızla gidip sürücü koltuğuna oturmuştum, arabayı çalıştırarak diğerlerinin binmesini bekledim.
Minhonun adamları dahil arabaya binince aniden gaza basmıştım, teker o kadar hızlı dönmüş olacakki ses bile çıkmıştı.
"Hey yavaş ol!"
Minho beni uyardığında umursamadan hızla sürmeye devam ediyordum.
"Durumlar ne?"
"Sisteme giren bilgisayarı bulmaya çalışıyorum ama olmuyor, bilgisayarı bulsak kime ait olduğunuda görebileceğiz."
"Bir virüs oluşturup o bilgisayara gönderemez misin? Hatta virüsün ismini 'Jisungun önemli dosyaları' yap. Kesinlikle açarlar."
"Virüs oluşturmam ve geliştirmem uzun sürer, hem virüs oluşturmak o kadar kolay değil."
Oflayarak onu onayladım.
"O odayı bulsalar muhtemelen bütün düşmanlarımız hakkındaki bilgiler ve kanıtlar elimizden uçup gider, bilseydim o odayı güvenlik sistemine bağlamazdım."
"Jisung, kendini suçlama. İsterseniz bir kaç ekibin yardım olarak buraya gelmesini isteyebilirim, biraz geç gelirler ama bence çağırabilirim?"
"Peki Minho, sen adamlarını çağır. Chan durum ne?"
"Hallettim! Sisteme sızdım ve adamın bağlantısını keserek şifreyi değiştirdim."
"Sakın o şifreyi unutma eve giremeyiz, güvenlik sistemini çalıştır. Eğer içeride birileri varsa kalsınlar."
"Kameralara bakıyorum, sistemi açtım zaten şimdi."
Başımla onaylayarak arabayı durdurdum, eve ulaşmıştık.
"Dikkatli olmalıyız, yoksa her an ölümle burun buruna gelebiliriz."
Minho gülmüştü, azıcık ciddi olsaydı şaşardım zaten.
Chan bizden önce giderek bir kaç komut girmiş ve giriş kapısını açmıştı, temkinlice içeri girmiştik.
O lanet tanıdık sesi duyunca kanım donmuştu.
"Hoş geldiniz Peter ve arkadaşları, Ah Minho! Siz barışmış mıydınız ya?"
Kimseden ses soluk çıkmazken o konuşmaya devam etmişti.
"Güvenlik sistemlerine girmenize izin verdim yoksa asla sisteme sızamazdınız."
Yüzümüze bile bakmıyordu, elindeki kağıdı sırıtarak okuyordu.
Okuduğu kağıdı alta koyarak üsteki kağıdı okumaya başladı, yüzü düşmüş ve kaşları çatılmıştı.
Sinirlice bana bakarak şeffaf dosyanın içindeki olan kağıdı bana çevirmişti, şoka girmiştim.
Kağıdın üstünde kırmızı renkle Kang Taehyun yazıyordu, bütün düşmanlarımın adını yazarken ve onlar hakkında bilgi çıkartırken isimlerini hep kırmızı renk ile yazıyordum.
(Kore'de birisinin ismini kırmızı renkle yazarsan veya yüzünü kırmızı renk ile karalarsan o kişiyi öldürmek istediğin anlamına gelir.)
"Sevgilim sana ne yaptı ha?"
"Sevgilinin suçu seninle birlikte olması Choi"
Dişlerini sıkarak kağıtları sertçe masanın üzerine koydu, cebinden siyah bir flaş çıkararak televizyona taktı ve televizyonu açtı.
Gördüğüm tarih ile şoka girdim.
18.11.2022
Bu tarih Minhonun bizi ölüme sürüklediği tarihti, bir kaç kamera kayıtları açmış ve kameraların kaydettiği sesleri açmıştı.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All İn |Minsung
FanfictionLee Minho, Suikastçı Han Jisung'u kaçırarak onunla anlaşma yapacağını sanar ve öylede yapar. Fakat Jisung onu kandırır ve bir kaç görüntü ile görüntüleri polise teslim ederek Lee Minho'dan şikayetçi olur. Lee Minho kolayca olaydan sıyrılmış ardından...