Silah seslerinin gelmesi ile Chan ve Hyunjin'in geldiğini anlamıştım, biraz geç geldiler ama bunada şükür.
İkiside aynanda içeri girmiş ve etrafa silah doğrultmuştu, Minhoyu gördüklerinde ise direkt ona doğrultmuşlardı.
Bende bir kaç adım gerilemiştim, kapı yüzüme çarpacaktı yoksa.
"Jisungu rahat bırak, Minho."
Minho kolumdan tutarak beni kendine çekip tek kolunu boynuma sararak hafif sıkmıştı, refleks olarak elim koluna gitti.
Silahını çıkarıp başıma dayamıştı, hem zarar vermek istemiyorum diyor hemde zarar veriyor.
"Güzel bir teklif sunarsan belki onu bırakabilirim."
"Kumara ne dersin?"
"Kazanırsam sadece Jisungu değil başka birşeyde istiyorum Chan."
"Bütün servetimi ortaya koyuyorum."
Chan'a bakarken Göz ucuyla Minho'ya bakmış ve sinirle bağırmıştım.
"Gel de sık silahı şimdi!"
"İstesemde yapmam, Jisung."
Minho, Changbin ve Seungmine dönmüştü.
"Bodruma götürün, oyun bitene kadar orda beklesin. Hyunjin dahil."
Changbin benim koluma girmiş zorla götürürken Felix ve Seungminde Hyunjini sürüklüyordu.
Bodruma getirdiklerinde ise Felixde bizimle gelmiş diğerlerini göndermişti.
"Ciddi misiniz? Bırakın artık ya beni!"
Diyerek mızmızlanmış ve odanın en köşesine geçerek yere çökmüştüm, kaç el oynayacakları belli değildi ve çok uzun sürebilirdi...
Hyunjin ve Felix konuşurken bende bodrumun odasını detaylıca inceliyordum.
Kurtulmak istiyordum...
Bir süre sonra kapı sertçe açıldığında oraya döndük.
Minho sinirli bir şekilde beni arıyor gibiydi, beni gördüğünde ise hızla yanıma gelip kolumu tutmuş ardından ayağa kaldırmıştı.
"Hah! Kaybettin değil mi!?"
Diyerek gülmüş ve onu aşağılamıştım, çünkü... Neden olmasın?
"Boş konuşma ve yürü."
Sakinleşmeye çalıştığı o kadar belliydiki...
Bodrum katından çıkmış ardından çıkış kapısına doğru ilerlemiştik, çıkış kapısına geldiğimizde ise zafer sırıtışımı gösterip ona el sallamıştım.
"Görüşmemek üzere!"
Gülerek Chan hyung ve Hyunjin ile arabaya doğru ilerledik, arka koltuğa binip başımı cama yaslamıştım.
O lanet yerden kurtulduğum için mutluydum.
Hyunjin yanımdaki koltuğa oturmuş çekinerek bana bakıyordu.
"Hyunjin, çekinme. Ne söyleyeceksen söyle."
"Özür dilerim... Sen zaten zor zamanlar geçirirken yaptığım hataydı..."
"Özür dilemene gerek yok, affettim bile!"
Bana sarılmıştı, bende sarılışına karşılık verdim.
Chan hyung arabaya binince ayrılmak zorunda kalmıştık, dağ evine gitmek yerine evimize gidiyorduk. Chana bazen hyung diye hitap ediyordum oda sorun etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All İn |Minsung
FanfictionLee Minho, Suikastçı Han Jisung'u kaçırarak onunla anlaşma yapacağını sanar ve öylede yapar. Fakat Jisung onu kandırır ve bir kaç görüntü ile görüntüleri polise teslim ederek Lee Minho'dan şikayetçi olur. Lee Minho kolayca olaydan sıyrılmış ardından...