"C-Chan..."
Seungmin ağlarken ne olduğunu anlamak için yanına gittim, gördüğüm görüntü ile ağzım açık kalmıştı.
"Bu Chan değil!?"
"Felix çabuk Changbini ara hemen buraya gelsinler!"
Minhonun emri ile Felix changbini aramaya gidince Hyunjin ve Minho yanımıza gelip bakmışlardı.
Şoka girdiklerine yemin edebilirdim.
"Chan ölmediyse... Nasıl kalbi durdu..?"
Minhonun sorusu ile ona dönmüştüm, cidden nasıl oluyordu? Ve Chan neredeydi?
---
Jeongin ve Changbin gelince Jeongin alnına vurdu.
"Tabi ya! Nasıl düşünmedik!? Chanın geç gelme sebebi Beomgyu ile konuşmasıydı, orada nefesini tutmuş olacakki kalp atışı yavaşlamış buda minhonun hissetmemesine neden olmuştu."
"Sikeyim! Bilseydim daha çok bastırırdım."
"Ben giderken Chanın haraket ettiğini görmüştüm ama daha sonrasında ise korkarak size söylemedim..."
Fermuarı yavaşca yukarı doğru çekerek poşeti kapatmış daha sonra adamı mezarın içine yerleştirmiştim. Ardından ise Minhonun adamlarını arayıp buraya gelip adamı gömmelerini istedim.
"Her şeyi boşverin. Şuanki tek amacımız Chanı bulmak."
Dediğim şey ile hepsi onaylamıştı.
"Seungmin sen avukatsın, tanıdığın yakın arkadaşın olarak bir savcı varsa o günün kamera kayıtlarını incelettirin. Jeongin sen Hackerlıkta uzmanlaştığın için birşeyler yapabileceğini düşüyorum. Changbin ile şirkete girip o yıl hakkındaki her bilgiyi bul. Hyunjin ve Felix... Siz Hannah ile ihbarda bulunun. Yalvarın yakarın ve bu mezarı kazdırarak Chanın ölmediğini polislere kanıtlayın. Polislerde işin içine girsin. Minho ve ben şu aptalın icabına bakarak bilgi alacağız."
Diyerek arabanın içinde olan Taehyunu işaret ettim.
Minhonun adamları o adamı gömerken hepimiz ayrı ayrı farklı yerlere gitmiştik.
Minho ile birlikte onun ormanın içinde yaptırdığı depoya giderek Taehyungu bir sandalyeye bağlamıştık.
Kamerayı Minho'ya vererek çekmesini istemiştim, daha sonrasında ise bir kova suyu Taehyunun yüzüne boşaltıp uyanmasını sağladım.
"Günaydın~ ah, üzgünüm gece olmuş."
Gülerek Taehyuna bakıyordum.
"Söyle, Chan nerede saklanıyor? Yoksa seni şuracıkta öldürür daha sonra leşini beomgyu'ya hediye olarak yollarım!"
"Bilmiyorum..."
"Biliyorsun! Nerede Chan!? Nerede benim abi dediğim insan!? Ona ne yaptınız lan siz!? Ha!?"
Sinirle bağırarak yandaki kızgın ateşte yanmış olan demiri alarak Taehyunun kıyafetini yırtıp göğsüne bastırdım.
Acı çığlıkları ile sırıtmıştım.
"Chanada mı bunu yaptınız ha? 38 dakika ne yaptınız ona orada!?"
---
Yarım saatdir Taehyuna işkence ederek bilgi almaya çalışıyordum. En son bilgi alamayacağımı fark edip yandaki korumaya döndüm.
"Yemek, su hiç birşey vermeyin."
Başıyla onaylayınca Minho kamerayı kapatıp Beomgyu'ya göndermişti.
Yarım saat izlesin sevgilisinin çığlıklsrını, küçük orospu.
"Sabahtan beri bu zamanı bekledim."
"Ha? Neyden bahsediyorsun?"
"Kamerayı kapatmanızı bekledim, Chanın yerini bilmiyorum ama Beomgyu onu sakladı. Daha sonra ise kimseye söylemeyeyim diye peşime adam taktı. Eğer kamerayı açmasaydın söyleyecektim..."
Tanrım.
Sabahtan beri buna boşuna mı işkence çektirmiştim ben!?
"Doğru olduğunu nereden bilelim?"
"Sikeyim, herşeyi anlatacağım ama... Konuşacak gücüm yok... Pansuman yapın..."
Göz devirip korumalara işaret ettim, Taehyuna pansuman yaparken ses kayıt cihazı ile uğraşıyorduk.
Bir süre sonra Taehyun konuşacak hâle geldiğinde Jeongini aramış daha sonra ses kayıt cihazını çalıştırmıştım.
"Evet başla."
"Ben küçükken Chan ile arkadaştım, büyüdükten sonra yollarımız ayrıldı okul sebebi yüzünden. Ondan sonra beomgyu ile tanıştım, o zamanlar ise Chandan hoşlanıyordum ve unutamamıştım. Herşeyde burda gelişti. Beomgyu size birçok benim hakkımda yalan söyledi. Ben sizden korkmadım hatta Chanın arkadaşları olduğunuz için tanışmak için yanınıza gelecektim ama beomgyu herşeyi anlatıp beni esir tutunca birşey yapamadım..."
Bir kaç kere öksürdükten sonra konuşmaya devam etmişti, tek anladığım Beomgyu Taehyun ile zorla sevgili olmuştu.
"Beomgyu beni ailem ve siz ile tehdit edince birşey yapamadım. Birgün kai ile yani Seungminin yardımcısı yada asistanı olan çocukla Chan hakkında eskiden aşık olduğumu falan söylediğimi duyunca o gün güzel bir şekilde dayak yemiş sonra ise bodrumda 3 gün aç bırakılmıştım."
"Binevi takıntılı yani?"
Minhoyu başı ile onaylayıp konuşmaya devam etti.
"Ondan sonra ise düğünde Chanı sizle tehdit etti, Chan aslında can yeleği giyiyordu... Şimdi ise nereye götürdüğünü bilmiyorum ama Busanda bildiğim bir depo var,Chanı orda saklıyor olabilir. beni Beomgyudan koruyacağınıza söz verirseniz size deponun yerini söyleyeceğim."
Hızla başımla onayladım.
"Söz veriyoruz, istersen seni yurt dışına bile kaçırabiliriz Taehyun. Yeterki yerini söyle."
Başı ile onaylayarak adresi verdim, o sırada Jeongin konuştu.
"Hyunjin ve Felixi gönderdim. Yanınıza geliyorlar, şimdilik Minhonun evinde en iyi korumalar ile kalacak ve Chan kurtulduktan sonra yurt dışına götürülecek. Verdiği adrese bakılırsa orada cidden bir depo var be üstünde Choi yazıyor."
"Tamam Jeongin, sen kapat."
Devam edecek...
Bölümleri kısa tutuyorum çünkü uzun olunca durduracak uygun bir yer bulamayıp kesemiyor ve 1300 kelimeyi geçiyor o yüzden en az 600-700 kelime arası ve fazlası yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All İn |Minsung
FanfictionLee Minho, Suikastçı Han Jisung'u kaçırarak onunla anlaşma yapacağını sanar ve öylede yapar. Fakat Jisung onu kandırır ve bir kaç görüntü ile görüntüleri polise teslim ederek Lee Minho'dan şikayetçi olur. Lee Minho kolayca olaydan sıyrılmış ardından...