********
TANITIM 1❤️Size kendimi tanıtmanın zamanı geldi. Ben Nil. Yıllardır atanma mücadelesi veren edebiyat öğretmeni, ailenin tek işsizi, belki de en beceriksizi... Bugüne kadar ne atanma işlerinde ne de gönül işlerinde umduğumu buldum. Ablamın ve ağabeyimin başarıları altında ezilip durdum. Bir ot gibi yaşayıp durdum. Ama sabah öyle bir haber aldım ki... Ayağa kalkmam gerektiğini anladım. Dedem, köyden haber yollamış. Artık torunlarının evlenmemesi nasıl canına tak ettiyse... İlk evlenene tarlasını ve evini vereceğini duyurmuş. Şaka değil! Ciddi ciddi, ilk kim evlenirse her şeyi üzerine geçirecekmiş. Duyunca heyecanlanmadım değil. Öyle çok heyecanlandım ki... Dönüm dönüm tarlalar ve başımı sokacağım bir ev... Tüm derdime şifa olurdu. Olurdu olmasına da dişli rakiplerim vardı. Ağabeyim, ablam ve sinsi kuzenlerim... Bir şey yapmalıydım. Onların yapamadığını yapıp onlardan önce evlenmeliydim. En azından bunu başarmalıydım. Yıldırım nikâhı kıymalıydım. Ama kiminle? Kiminle evlenmeliydim?
Yazmayı bırakıp çaresizce etrafa baktım. Gözlerim bir ara tam karşıya odaklandı. Alıcı bir gözle Kenan'ı inceledim. Koyu gözlerini, hafif dağınık saçlarını ve güldükçe ortaya çıkan gamzelerini... Sanırım ilk defa, onu bu kadar detaylı inceliyordum. Onu yıllardır tanıyordum. Ağabeyimin arkadaşıydı. Hem de komşumuzdu. Yakışıklı, eli yüzü düzgün bir adamdı. En önemlisi bekârdı. Yani bir ihtimal olabilirdi. Ama bu durum, ağabeyimi çıldırtabilirdi. İç çekip omuz silktim. Artık insanlar ne düşünür demeyecektim. Sadece kendimi düşünecektim. Evlenmeye bakacaktım. Gelsin tarlalar, gelsin paralar.
**************
TANITIM 2❤️Koyulukları, üzerimde gezinirken dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. Bakışlarım o dudaklara kaydı. Ona bakmak tehlikeye dalmakmış gibi hissettirdi. Dünü gözümün önüne getirdi. Heyecan, tutku ve gerilim, anın özeti olurken yine aynı yola girmekten çekindim. Onaylamazcasına başımı iki yana salladım.
"Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Boşu boşuna gerilmek istemiyorum." dedim. Gülüşü genişledi. Bu sefer bir farklı güldü. Resmen adamın gözlerinin içi güldü. Sanki aklımı çelmeye, kalbimi almaya yemin etti. Öyle bir davranış sergiledi.
"Kenan..." diye bastırdım. Ama bu pek umurunda olmadı. Adım adım, bana doğru yaklaştı. İstemsizce geriledim. O yaklaştıkça buna devam ettim. Sırtımın duvara değmesiyle sona geldim. İyice bana doğru yaklaşıp gözlerimin içine baktı. Tehlikeyi cazip kıldı.
"Artık kaçmak yok Nil. "
"Bunu bana sen mi söylüyorsun?" deyip sinirle gülümsedim. Bir elini saçıma getirdi. Nazikçe okşayıp kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bilerek gardımı düşürmeye çalıştı. Zar zor konuştum.
"Ne istiyorsun?"
Gözlerini gözlerimden ayırmadan cevap verdi. Tereddüt bile etmedi.
"Evlenmeyi..."
Saçımdaki eli yüzüme doğru kaydı. Nazik dokunuşları orada da yer aldı.
"Seninle evlenmek istiyorum Nil. Tıpkı senin de benimle evlenmek istediğin gibi... Ama bu evlilik sadece mirasa bağlı kalsın istemiyorum. Gerçek bir evlilik olsun istiyorum. Gerçekten karım ol istiyorum." dedi. Bu yalnız onun değil benim de istediğim bir şeydi. Ve sonunda o an gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLENMEYE BAK (BİR MİRAS MESELESİ)
General FictionSize kendimi tanıtmanın zamanı geldi. Ben Nil. Yıllardır atanma mücadelesi veren edebiyat öğretmeni, ailenin tek işsizi, belki de en beceriksizi... Bugüne kadar ne atanma işlerinde ne de gönül işlerinde umduğumu buldum. Ablamın ve ağabeyimin başarıl...