NİL
Ben Nil. Yıllardır atanma mücadelesi veren edebiyat öğretmeni, ailenin tek işsizi, belki de en beceriksizi... Bugüne kadar ot gibi yaşayıp durdum. Ne bir işim oldu ne de gönlümü verecek bir sevgilim oldu. Bu durum, o haberi alana kadar sürdü. Miras işi, her şeyi değiştirdi. Evlenmeliydim. Yuvamı kurup o evi de o tarlaları da almalıydım. Ben çoktan evleneceğim kişiyi bulmuştum. Ağabeyimin arkadaşına taliptim. Peki ya o benimle evlenmeye hazır mıydı? Beni eş olarak görmeye razı mıydı? Olmasa bile olacaktı. Başka bir ihtimal olmayacaktı. Bekle beni Kenan! Geliyorum. Hem seni hem de mirası almaya geliyorum.
KENAN
Ben Kenan. Mesleğine aşık bir polis. Bugüne kadar işimi hep ön planda tuttum. Ona aşık oldum. Ta ki o güne kadar...Bir gün, bir değişiklik oldu. Ben de değil onda oldu. Bana karşı iyi davranmalar, samimi sohbetler ve tatlı cilveler... Sanki arkadaşımın kardeşi Nil gitti. Yerine bambaşka biri geldi. Bu da yetmedi. Ansızın evlenelim dedi. Şaka yapıyor sandım. Ama ciddiydi. Bu kız, kesinlikle delirmişti. Tek niyeti evlenmekti. Beni ne sanıyordu? Süper kahraman falan mı? Yok öyle iş! Evleneceksem adam gibi evlenirdim. Gerçek bir evlilik yaşardım. Öyle sahte işlerle uğraşmazdım. Peki ya o gerçek evliliğe var mıydı? Gerçekten karım olmaya hazır mıydı? Önemli olan buydu.
Ben Umut... Önüm, arkam, sağım, solum hep evlilik... Zaten annem her zaman başımın etini yiyordu. Bir de başımıza miras işi çıkmıştı. Neymiş? Mirası benim almam gerekiyormuş. Bizim hakkımız çok yenmiş. Sıra bizimmiş. Bu yüzden hemen evlenmeliymişim. Bunun gibi bir sürü saçmalık... Miras için asla evlenmezdim. Ki olsa da olmasa da evlenmem imkânsızdı. Çünkü istediğim tek bir kişi vardı. O da başkasıylaydı. Bu hikâyenin Cabbar'ı bendim. Umut Cabbar...
Ben Güneş... Adım gibi parlak ışık saçan biriyim. Yani annemin deyimiyle öyleyim. Mutlu, enerjik ve heyecanlıyım. Ama bir de içime bakın! Bazen acılı bazen huzursuz bazen de gerginim. Çünkü bir sırrım var. Bu sır öyle bir sır ki... Hiç kimseye anlatamam. Hele Nil'e! Asla! Yapamam! Ne arkadaşımı kaybetmeye dayanabilirim ne de bu sırrın duyulmasına... Kalbime gömer yoluma devam ederim. Hep yaptığım gibi...
Ben Naz. Nikâh masasından dönen aşka tövbe eden kişi... İhanetin her tonunu gören biri... Artık ne birini sevebilirdim ne de güvenebilirdim. Çünkü erkek demek yalancı demekti. Erkek demek acı demekti. Bunu iyi deneyimlemiştim. Bir daha yalana kanmak da acı çekmek de yoktu. Tabii o gelip kapımı çalmasaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLENMEYE BAK (BİR MİRAS MESELESİ)
General FictionSize kendimi tanıtmanın zamanı geldi. Ben Nil. Yıllardır atanma mücadelesi veren edebiyat öğretmeni, ailenin tek işsizi, belki de en beceriksizi... Bugüne kadar ne atanma işlerinde ne de gönül işlerinde umduğumu buldum. Ablamın ve ağabeyimin başarıl...