14- Eski Sevgili 💔

678 114 58
                                    

Bölüm Tarihi:05.07.2024

Instagram Hesabı: Kalemimdenhayaller

Herkese keyifli okumalar. Bölüm sonunda oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.❤️ Desteğiniz ilham sebebimdir.

******************

Dudaklarımın üzerinde gezinen dudaklar, yüzümü kavrayan eller ve daha önce hissetmediğim duygular... Anın bana yansıttıkları olurken şoktan ne yapacağımı şaşırdım. Öylece kaldım. Hiç hareket etmeden donuk bir vaziyette... Bir heykel gibi durup olup biteni anlamaya çalıştım. Kitaplardan okuduğum ve filmlerden gördüğüm sahne, artık karşımdaydı. Ve anbean yaşanmaktaydı. Adı üstünde ilk öpücüktü. Tamam! Sarhoşken de onu öpmüştüm. Ama o sayılmazdı. Değil mi? Zaten zar zor hatırladığım bir olaydı. Asıl ilk öpücük şimdi yaşanmaktaydı. Her genç kız gibi ben de bunun hayalini kurmuştum. Henüz küçük yaşlardayken bu rol için Leonardo'yu seçmiştim. Bu hayalime onu da dâhil etmiştim. Çocuk aklımla, o beni öpünce her şeyin değişeceğine inanmıştım. Pamuk Prensesin hayata dönmesi, uyuyan güzelin uyanması ve kurbanın prense dönmesi gibi bir şeylerin yaşanacağını sanmıştım. Ama şimdi karşımda ne bir Leonardo vardı ne de mucizevi bir değişim vardı. Bambaşka bir kişiyle gerçeğin ta içindeydim. Dıştan donuk içten tam tersiydim. Birbirine zıt duygularla beraberdim. Cidden neyin içine düşmüştüm böyle? İçimde hissettiğim bu coşkun deli duygu da neydi? Yoksa o muydu? Bir tutku muydu? Kalbini delice attıran ve seni alev alev yakan bir şey miydi bu? Sanırım öyleydi. Ve ben de bu tutkuyla tanışan kişiydim. Şu an, öyle bir durumdaydım ki ne kendimi ne de içimde bulunduğum durumu çözebiliyordum. Hiçbir şey yapmıyor. Daha doğrusu yapamıyor. Öylece duruyordum. Daha önce deneyimlemediğim bir durumla yüzleşiyordum. Kalbim arsızca atıyor. Olaya daha da bir heyecan katıyordu. Ve o tecrübeli dudaklar...Ona karşılık vermem için çabalıyordu. Dudağımın her zerresinde geziniyor. Yumuşak ama baskı dolu izler bırakıyordu. Sanki her bir noktayı, kendini ait kılıyordu. Bu güce karşı koymamı zorlaştırıyordu. Direniyordum ama nereye kadar direneceğimi çözemiyordum. Zordu. Çok zor. Ortada irade falan kalmıyordu. O beni böyle öperken ve duygularıma hitap ederken ne kadar güçlü kalabilirdim ki? Hayır! Hayır! Yapamayacaktım. Karşı duramayacaktım. Çünkü duygularım zirvedeyken, aklım ve mantığım en dipteyken bunu yapmam imkansızdı. Benden bu kadardı! Daha fazla dayanamadım. Kendimi serbest bıraktım. Bir kuş gibi özgür kaldım. Gözlerimi kapatıp ana kapıldım. Ve tecrübesizce ona karşılık vermeye başladım. Tabii ne kadar doğru yapıyorum bilemedim. Kendimce ona ayak uydurdum. Bir nevi, kötü bir taklidini çıkardım. Yumuşak başlayan bir öpücükken sert tutku dolu bir öpücük hâline geldi. Her şeyin dozu arttı. Zirveye oynadı. Dudaklarım hem yandı hem de sızladı. Bu canımı yakmaktan ziyade farklı bir his bıraktı. Hoşuma giden ve devamını istediğim bir his... Uzunca sürsün istedim. Daha doğrusu, hiç bitmesin istedim. Ancak kendi inlememi duyduğumda bir rüyadan uyanırmışım gibi hissettim. İç dünyamda sarsıldım. Kendi sesime kulak verdim.

"Uyanma vaktin geldi Nil."

"Rüyan sona erdi."

Gerçeğe dönme vakti gelmişti. Kalbimi kaplayan o pembe rüya sona ermişti. O pembeliklerin yerini, bir boşluk almıştı ve tam kalbimin ortasına yayılmıştı. Ben de koca bir boşlukla kalakalmıştım. Bu his öyle berbattı ki...

"Ne yaptığını sanıyorsun Nil? Aklını mı kaçırdın? "

"Neden ona karşılık veriyorsun? Kendine gel!"

Gerçekten biz ne yapıyorduk böyle? Bir sokağın ortasında... Kendimizi kaybetmişiz gibi... Nerede ne durumda olduğumuzu unutmuştuk. Onu geçtim. Bu öpücüğe karşılık vermem ne kadar doğruydu? Ben bu kadar kolay bir insan mıydım? Hemen gelse kollarımı mı açacaktım? Asla! Asla bunu yapmayacaktım. Sadece bir anlığına afallamış ve yanlış yapmıştım. Bundan dönebilirdim. Kendime gelmeliydim. Hem de bir an önce! Sıkıca kapattığım gözlerimi araladım. Hızla karşılık vermeyi bıraktım. Ama Kenan durmadı. Dudaklarımdan kopamadı. Bu yanlıştı! Bu yanlışı başlatan o katılan da bendim. Şimdi bunu sona erdirmeliydim. Kenan'ı sertçe omuzlarından ittirdim. Böylelikle dudaklarından da kopmuş oldum. Birkaç adım ondan uzaklaştım. Bu da yetmedi. İçimden geçeni yaptım. Yüzüne bir tane sertçe geçirdim. Anında şak diye bir ses duyuldu. Ama burada yanan tek kişi o olmadı. Bunu yaparken kendimi de yaktım. Elim feci bir şekilde acıdı. Ha Osmanlı tokadı ha benim tokadımdı. İkisi de sert ikisi de sarsıcıydı. Bedenime göre, deli bir gücüm vardı. Hele bir de sinirlendim mi? Benden korkmalılardı. Ben bunları düşünüp, acıyan elime bakarken Kenan'ın şaşkınlık dolu sesini duydum.

EVLENMEYE BAK (BİR MİRAS MESELESİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin