〔Ep.25 〕Benim Oyunum Değil Ama Öncülük Eden Benim

88 7 111
                                    

Seyy.. selam?

Bu hafta ust uste attigim ikinci bolum onceki bolumu de okudugunuzdan emin olun

Bu bolum su hastane olayini acalim kisaca dedim Jeongin'in yillarca neler yasadigini kabataslak gorelum

Iyi okumalar

Ic3peak - Hello

『Tanrısal Bakış Açısı』

Genişce gülümseyip "Merhaba." dedi, elindeki çivili muştayı sapından tutarak yere dayarken, bir yandan da arkasındaki kapıyı kapatıyordu.

"Sen..? İyi misin?"

Kıkırdadı ve bir adım attı. "Beni terk ettiğin an bıçak gibi hissettirdi." Muştayı omzunun üzerine atıp bir adım daha ilerledi. Diğeri ise bir adım geriledi, tam olarak ne olduğunu kavrayamamış ve endişeli bir durumdaydı. "Ne diyorsun, kendine gel."

Bu cümle onu kıkırdattı. "Öylece gidebileceğini mi düşündün?"

Diğeri, karşısındakinin delirmiş olduğunu düşünüyordu, yoksa böyle davranmazdı, değil mi? Ama bu yine de iyi bir şey değildi. Elinde muştasıyla beraber üzerine yürüyen bir deliyle baş başaydı, kaçamazdı ve kimse onu kurtaramazdı. "Jeongin kendinde değilsin. Oturur musun şuraya? "

Karşısında korkudan göz bebekleri yerinden çıkacak olan bedenin laflarını umursamadan üzerine yürümeye devam etti. "Eğer kader yazılmışsa geri dönüşü olmaz, hafıza kötüdür ve unutturmaz."

"Lütfen dur. Ne istiyorsun, söyle yaparım?"

"Geçmişi düzeltebilir misin; yaşadığım ve yaşattığım her şeyi."

"Tamam!" Panikle onayladı, hala kaçıyordu. "Her şeyi telafi etmene yardımcı olacağım."

Yüzünü buruşturdu ona doğru adımlamaktayken. "Yanılıyorsun." Minik bir kıkırtı bıraktı ardından. "Yapılıp biten bir şeyi değiştiremeyiz." Karşısında korkudan ölmek üzere olan bedeni süzdü; her hücresi panik ve korkuyu yaşıyordu.. Fakat o bunu umursayacak aşamayı çoktan geçmişti.

Karşısındaki, ona "Neden böyle yapıyorsun?!" Diye bağırdığında yüzü düşmüştü. "Her şeyi denedim, ölmeyi bile.. Yapacak başka bir şeyim kalmadı."

Kapının önüne gitmiş bedenin kaçmaya çalıştığını görmesi ile kahkaha attı. "Bu bir çıkış yolu değil ama bir çözüm var." Diğeri hala kapı kulbunu tutarken o dalga geçercesine izliyordu. "Nereye kaybolursan kaybol, seni bulurum." Sakin hareketlerle ulaştığı masanın önünde duran sandalyeyi çekip oturdu ve diğerine de oturmasını işaret etti.

Onun aksine gergin olan beden sessizce sandalyeye oturdu.

"Dost ya da düşman olman farketmez, daima karşılığını vereceğim."  Ayaklanıp muştayı havaya kaldırdığında Hyunjin gözlerini sıkıca yumdu, kaçacak yeri yoktu.

"Benim oyunum değil ama öncülük eden benim."

Hyunjin, gelecek darbeyi beklerken duyduğu sesle gözlerini araladı; Jeongin elindekini yere atmış sandalyede oturuyordu.

"Şakaydı." Gülmemek için zor duruyordu, Hyunjin'in donuk ifadesine baktı, şakanın dozunu biraz kaçırmıştı galiba. "Hey, ciddiye mi aldın?" Kahkaha atmaya başlarken, Hyunjin hala kendine gelememişti.

TASTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin