Bölüm 10

620 31 50
                                    

Sevgili okuyucularım kusura bakmayın bölümler gecikebiliyor.

Bu aralar bölüm atamayabilirim çünkü bazı olaylar oldu. Sizlere haber vermek istedim. İyi okumalarrrr




















"EZDİRME KIZ. Aferin böyle devam et. Çünkü ne kadar susarsan, yüz verirsen o kadar tepene çıkıyorlar."

"Zaten. Daha 1 hafta oldu ve sinir küpüne döndüm. Biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu. Eğer böyle devam ederse ben kavgalara nasıl son vereceğimi biliyorum." Dedi Selin adaya yaklaştıklarını gördü. "Nagihan abla, senden birşey isteyecem."

"Ne oldu."

"Adada herhangi biriyle kavga etmek istemiyorum. Buraya gelmek için çok uğraştım ve bunun hiçbir şey değilmiş gibi hiçe gitmesini istemiyorum."

"Anlıyorum, Lino." Dedi Nagihan. "Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım."

Selin bunun üzerine gülümsemişti. Nagihan ada onu anlayacak sayılı kişilerden biriydi. 2018'ten beri yakın arkadaş, bazen abla-kardeş bazende anne-kız ilişkisi vardı aralarında. Diğerlerinin aksine Nagihan hiçbir zaman Selin'i arkasından bıçaklamamıştı. Sonunda adaya geldiklerinde herkes ateş etrafına oturdu.

"Gençler kusura bakmayın ama ne haliniz varsa görün. Bugün antrenman falan yaptırmayacam. İstiyorsanız kendi aranızda yaparsınız. Yorgunum." Sözlerinden sonra arkasını dönerek barakaya gitti. Konseye kadar uyumak istiyordu.

"Biraz fazla kızgın ve üzgün." Dedi Merve.

"Neden acaba." Diyerek ima edercesine Pınar'a bakmıştı. Haliyle bakışlar Pınar'a döndü.

"Ya bir hata yaptım, tamam. Özür dileyeceğim zaten."

"Özür dileme, Pınar. Bir kere onun gözüne battın. İstediğini de yapsan, kaç kere özür de dilesen işe yaramaz. Selin ikinci şans vermez. %1 ihtimal ikinci şans verir. Bu da imkansız gibi. Arkadaşım olabilirsin Pınar ama Selin benim 8 yıldır arkadaşım. Ona herhangi bir yamukluk yaparsan, Acun'a verdiğim sözü unutur, yolarım seni. Diskalifiye olmak umurumda olmaz."

"Selin, kalk hadi konseye gidecez." Nagihan'ın sesiyle gözünü açtı. Hava kararmıştı, herkes toplanmıştı.

"Oha ne ara akşam oldu." Dedi Selin etrafına baktı. "Daha yeni uyumadım mı ya ben."

"Yok 5 saat geçti aradan." Dedi Nagihan.

Selin yattığı yerden kalktı. Bu sefer giderken saçlarını açık bırakmıştı. Sarıya boyattığı saçları parlıyordu bildiğin.

"Saçların açıkken daha güzelsin lan." Demişti arkasından bir ses. Gözleri kapalı yürüdüğünden arkaya bakmayı akıl edemedi. Ama az çok kim olduğunu tahmin ediyordu.

Konseye vardıklarında herkes yerine oturduğunda, acun selamladı. Daha sonra herkesle olan kavgalar hakkında konuşuyordu.

"Selin, şimdi senle Pınar'ın kavgasına gelelim. Aslında bir yere kadar haklıydın. Ancak Pınar'a karşı bulunduğun hareket seni haksız çıkartıyor. Diğerleri seni tutmasına rağmen herkesi önünden ittin ve Pınar'ın yanına gitmeye çalıştın. Sonunda başardığında onu yakasından tuttun, üstüne çenesini sıktın, birde saçını çektin."

𝐃𝐎𝐋𝐔𝐍𝐀𝐘          sᴜʀᴠɪᴠᴏʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin