Uyanış

277 52 26
                                    

Boynuna atacağım tek bir kesik onu öldürmem için yeterliydi.Neşteri boynundan çekip etrafında dolandım.

"Bu kadar kolay olmamalı."

Karşısındaki sandalyeye oturup arkama yaslandım.Gözlerini birkaç saniye kapatıp açtı.Kafasını kaldırıp yüzünü ortaya çıkardığında tek kaşımı kaldırdım.

"Demek hırsız sendin."

"Beni bulman uzun sürdü yapbozcu."

"Geç oldu ama buldum."

"Ben istediğim içindi."

Kafasını geriye atıp sallayarak saçlarının arkaya düşmesini sağladı.

"O bilgileri Baekhyun'un bulması için silmedik.Profesör Kim seni yakalayacağımızı sanıyordu."

Yerdeki kan gölüne baktıktan sonra bana döndü.

"Sürprizlerle dolu biri,yetenekliydi.Fazla merakından ve konuşmasından sıkılmıştım.Heyecanı bizi ele verebilirdi.Bu yüzden ortadan kaldırma kararı aldım."

"Suçu onun üzerine atabilirdin."

"Hadi ama Hoseok."

Kafasını eğerek benimle göz göze geldi.

"Onun olmadığını anladığında ben olduğumun farkına varmıştın.Bu yüzden beni yakalamak için Baekhyun'u da çağırdın."

"Bu işten kurtulamayacaksın."

Kafasıyla kapıyı işaret etti.Baekhyun'u kastettiğini anladığımda gözlerimi kıstım.

"Seni koruyacağımızı mı sanıyorsun?"

"Sanmıyorum,biliyorum."

Ayağa kalkıp neşterle ona yürüdüğümde rahat bir şekilde geriye yaslandı.Bakışları beni bulduğunda gözlüğünü çıkarıp yüzüne sert bir yumruk geçirdim.

Kafası yana düştüğünde dönmesine fırsat vermeden peş peşe vurmaya devam ettim.Bir süre sonra yüzü kan içinde kaldı.Elimin kızardığını gördüğümde duraksayıp geri çekildim.

Dudağından,kaşından ve burnundan akan kan yüzünden boynuna damlıyordu.Çıplak vücudundaki kanları gördüğümde içim hazla doldu.

Bayık bakışları beni bulduğunda ona adımladım.Bir yumruk daha geçirdiğimde sandalyeyle beraber yere düştü.Hareket etmeyi denediğinde karnına bir tekme attım.Sızlanması hoşuma giderken saçlarından tutup kafasını kaldırdım.

Gözleri kapanmak üzereyken kafasını sertçe yere bıraktım.

"Baekhyun!"

Bağırdıktan birkaç saniye sonra kapının sesini duydum.Baekhyun kısa sürede içeri geldiğinde Profesör Min'in sandalyeye bağlı olduğu ipleri açmaya başladım.

Yanıma adımladı.

"Ceset ne olacak?"

"Burada kalacak."

"İhbar edecek miyiz?"

"Hayır."

İpleri bırakıp neşterle cesede yürüdüm.Profesör Kim'in şakağından parça kesmeye başladığımda açık kalan gözlerini gördüm.Sonuna kadar açıktı ve yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı.

Kısa sürede kestiğim deri parçasını cebimden çıkardığım paketin içine koydum.Düzgün bir şekilde cebime yerleştirdikten sonra arkama döndüm.

"Gidelim."

"Ev dnamızla doldu."

"Orası da senin işin."

Copycat | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin