Asıl Düşman ☯

62 5 49
                                    

Selam millet... Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Sizden tek bir şey isteyeceğim hayalet okuyuculuk yapmayın. Diğer yazarlar gibi sınır koymayı sevmiyorum. Lütfen oy verin okuyorsanız yorum yapın düşüncelerinizi paylaşın.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yemeğimi yedikten sonra odaya çekilmiştim yorgundum ve uykum vardı yarın tesise gidecektim. Bu yüzden de dinlenmem gerekiyordu.

Üstüme kendi eşofmanlarımı geçirip Tae'nin kıyafetlerini de düzgünce katlayıp dolaba yerleştirdim. Birkaç dakika sonra da Tae geldi yanıma.

Yatağımın üstünde bir Yunan tanrısının heykeli gibi oturuyordu. Kucağına yerleşip başımı göğsüne yasladım. Kolları yine belimi yakalamıştı. Başını saçlarım arasına gömmüş öylece duruyordu.

"Tae... Benim içimde kötü bir his var..." Diye mırıldandım kısık sesle.

"Nasıl bir hismiş bu?" Yutkunup başımı kaldırıp ona baktım.

"Bir şey olcak... Ama iyi bir şey değil. Lütfen kendine dikkat et." Gülümseyerek başını salladı.

"Korkma güzelim bir şey olmayacak bana. Sen dikkatli ol yeter." Yeniden başımı göğsüne yasladım.

"Olurum... Sadece tesise gideceğim. Ama şeytanın inine gideceksin bu da korkmama yetiyor."

Derince bir nefes almıştı sonra usulca geri bırakmıştı.

"Bende tesise gitmeni istemiyorum. Orası da benim için şeytanın ini. Ama mecburuz değil mi?" Çaresizce başımı salladım.

"Keşke nedir Tae?"

"Hatalarımız güzelim."

"Keşke abimi dinleyip bu işe bulaşmasaydım..." Sessiz bir kıkırtı bıraktı.

"İşe şu tarafından bak. Bu işe bulaşmış olmasaydın seni bulmam zor olacaktı." Aklıma takılan soruyla tekrar başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Madem onca zaman uzaktan da olsa izledin... Sonra nasıl izimi kaybettin?"

"İzini kaybetmedim. Ben gittim karşına çıkacak kadar kendimi güçlü hissetmiyordum. Abin de zaten seni burdan uzaklaştırınca tamamen kaybettim."

"Ama hayatımı kurtardığın gün... Ormanda 'beni buraya kadar getiren kokunun sahibini merak ettim.' demiştin. Yalan mı söyledin?"

Başını olumsuz anlamda salladı.

"Yalan söylemedim. Adamlarımdan biri seni görmüş. Fotoğrafını çekip bana getirdi ve kokunu tarif etti. Bende bunun üstüne geri döndüm."

"Nerdeydin ki?"

"Kendi ülkemde kuzeybatı dağlarının orda bir geçit var senin doğup büyüdüğün ve öldüğün yer." Beline sardığım kollarımı çekip iki elimi yüzüne koydum ve gözlerimi kapatıp dudaklarına kapandım.

Ölümümden kendini sorumlu tutmasını istemiyordum. Suçlu o değildi ben onu kurtarmak istemiştim ve bu yüzden de ölümü göze almıştım.

Belimdeki kolları sıkılaşarak karşılık vermeye başladı. Hafifçe gülümseyip yavaş ve acelesiz öpücüklerime devam ettim.

Alt dudağını çekiştirerek dudaklarından ayrıldığımda yoğun gözlerle bana bakıyordu. O da bir elini yanağıma koyup baş parmağıyla elmacık kemiğimi okşamaya başladı.

"Artık uyu... Yorgunsun." Diye fısıldadı.

"Yanımda kal o zaman." Dedim bende fısıltı halinde hafif bir tebessümle başını sallayıp bu sefer o dudaklarıma kapandı ama ne olduğunu anlamadan onu üstümde kendimi altında bulmuştum.

Save Me | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin