Bahar Bahçem ☯

60 8 36
                                    

Selam millet yeni bölüme hosgeldiniz. Umarım bu bölümü de severek okursunuz...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kafamı dağıtamayacğımı anlayınca ayağa kalkıp odadan çıktım aşağı inip salondan bahçeye geçtim. Bahçede çıkış kapısı yoktu. Zaten istesem de kaçamazdım burdan. Oturma takımına oturup bacaklarımı yukarı çektim ve kısık sesle bir şarkı mırıldanmaya başladım.

"Beni bulmak istediğin gibi bırak...
Geri döndüğünde gönlüm olmasınnlünden ırak.açının bir telini köprü yaparım
Olurum ahirete sırat..."

Başımı geri yatırıp devam ettim.

"Bahar bahçem içimde taht kurdun
Ne yazık bize dar bu mezar
Sen vardın ama biz yoktuk
Olmasan da olsun ne yazar..."

Fark ettirmeden içime sızmıştı yüzyıllar öncesinden ona ait kılınmıştım. Tüm dengelerimi alt üst etmişti.

"Bu şehrin günahları benden
Hesabı senden sorulu
Kalkarım düştüğüm yerden
Sen düşersen zor olur...."

Şarkı böyle devam ediyordu. Benimse bakışlarım ayın karanlığa boyun eğdiği geceye takılmıştı. Ay olmadan gece bir hiçti.

Gökyüzü anlamını yitirmişti. Yıldızlar ise görünmez bir iple öyle aşağı sallanıyor gibi duruyordu. Yine aklıma Taehyung'un söylediği o cümle takılmıştı. Kafayı yemek üzereydim.

Neden ona mühürlenmiştim ki. Biz düşman taraflarız. Ben onun tanıdığı Yoongi değildim artık. Düşman taraflarız ama aramızdaki bağ yüzünden birbirimizi vuramıyorduk.  Çünkü karşı karşıya değil... Yan yanayız.

"Sesin baya güzelmiş. Şarkı söylemeyi sevdiğini bilmiyordum." Sesini duymamla adeta yerimden sıçramıştım. Toparlanmaya çalışarak ona döndüm.

"Se-sen ne zaman geldin?" Belli belirsiz sırıttı... Sonra ifadesizce omzunu silkti.

"Az önce..." Dedi.

"Niye geldin?"

"Kaçak bir kedi vardı. Bende onu aramaya başladım." Kaşlarımı çatarak yan profiline baktım.

"Bahçeye çıkamaz mıyım?" Dedim öfkeyle.

"Normal şartlar altında çıkabilirsin ama gel gör ki sen yaramaz bir çocuksun. Bu yüzden çıkmamanı tavsiye ederim." Öfkem daha da artmaya başlamıştı.

"Ben. Çocuk. Değilim!" Diye bağırdım. Altını çiziyorum bağırdım çünkü sabrımı taşırmıştı. O ise yüzünü buruşturup

"Bağırma avcı dip dibeyiz. Seni duyuyorum. Ayrıca bana göre çocuksun. Aramızda nerdeyse yüzyıllar var." Dedi.

Alayla başımı iki yana salladım.

"O zaman niye bana mühürlendin yeniden. Yaşıtın olan birine mühürlenseydin. Ya da bak Se-Hun vardı. Ona niye mühürlenmedin ölümüm sonrası?" Cümlem bittiğinde dilimi ısırmıştım çünkü açık vermiştim bananeydi Se-Hun'dan. Onun platonik aşkından.

Bu sefer alayla gülen o olmuştu.

"İnan bana bunu tercih ederdim... Ama gel gör ki böylesi daha iyi. Bana mühürlü olduğunu öğrendiklerinde ailenin yüzlerinde ki o acı benim intikamamı almamı sağladı." İstemsizce gözümden bir damla yaş süzülmüştü.

"Keşke hiç varolmasaydım..." Dedim titreyen bir sesle.

"Bu senin seçebileceğin bir şey değildi." Başımı salladım. Haklıydı.

Save Me | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin