6- Şahbaz

2.1K 140 28
                                    


Reha Giryan'ın Dilinden

Yıkıldı;tam tarif ettiği yerden un ufak oldum . Göğüsüm ve onun içinde yatandan haberi var mı şimdi ?İkisi de darmaduman. Aslında artık kanayamayacak kadar çok kanadığımı bilse yeter .Puslu bir gece de terkediliş , poyraz misali gırtlaklayınca saç tellerimi savrulup döne döne göğe çakılmış gibiyim.Korkularım olmasaydı -şükürler olsun varlar -beni ayık tutacak bir koyun bulamazdım.Biliyor bir onun koynuna yatar başım bir de korkularımın. Belki bu yüzden hep huzursuzdu uykularım .

Sabah akşam seviştiğim yalanlar dudaklarıma doğruları fısıldadı.
Üstümden attım ölü toprağı temizlenmeme, ölümüm kadar yakın bir vakit kaldı.

Gecenin bir vakti geceliğimle içine oturduğum küvetin soğuk mermerine yaslandım.Kalçalarıma dek yetişen uzun,siyah saçlarımı altın varaklı ayakları olan küvetten aşağı sarkıttım.

Üstüme damlayan soğuk suya doğru yüzümü kaldırıp kollarımı dizlerime sardım .Dakikalarca o soğuk damlaların beni uyutmasını ya da bu katlanılmaz acıdan ayıltmasını bekledim.

Küveti çoğu kez doldurmayı unuturdum.
Kasığıma doldurduğum yemeği ağzıma almayı unuttuğum gibi .Ama bu kez bilmem ne kadar zaman geçtikten sonra soğuk suyu tamamen açtım .

Fakat küvetin içi dolmuyor aksine su tıpaça uzanamayan ellerimin üstünden kayıp gidiyordu.Ayak bileğimdeki zarif altın zincirin de gidere doğru süzülüşünü izledim.Kıymeti yoktu .

Soğuk su tenimi yakarcasına yığılıyor , tükenmiş hıçkırıklarımdan arta kalan gözyaşlarımı dövüyordu.Sonra onlara katılıp bir isyan başlatıyor, sanki akan tüm damlalar benim gözyaşlarımmış gibi hissetmeme sebep oluyordu .

Bazen yağmurla ağlardım.
Bazen karla.
Bazen de canımı yakacak kadar soğuk akan suyla .

Ama ağlardım.
Hep.

İçimi çok suladım .Bu gidişle kalbim kuruyacak bakımsızlıktan.

Dışımı bilmiyorum.Çünkü aynalara da küsüm.Daha doğrusu ben sihirli aynamı kaybettim.

Bana bakarken iç çeken o adamı ...Bulamıyorum.

Ama verdiğim kilolardan haberdarım biraz.Neredeyse üstüme oturan tek kıyafetim kalmadı .Belirgin köprücük kemiklerimin üstünde oluşan küçük oyuğa sular doluyor daha sonra nefes nefese kalan göğüsüm yüzünden boşalıyordu.

Saçlarıma damla damla serilen sulara aldırış etmeden küvvetten çıktım .
Üstümdeki ıslak kıyafetleri çıkarmayı unutmuştum bir kez daha.Çıplak ayaklarımın bıraktığı ıslak izlerin üstüne tenime yapışan geceliğin suları sıçrarken kendime hayret ettim ,ama bundan fazla bir tepki vermek içimden gelmedi.

Odanın içine girdiğim gibi gözlerim onun hep oturduğu yere asıldı.Yine boştu .O yeşil tekli koltuğa oturduğunda hiç rahat etmezdi .Çünkü upuzun boyu ve geniş ,yapılı gövdesi için oldukça ufak bir tasarım sayılırdı.Ama içtiği sigaranın dumanı pencereden hemen çıksın diye hep oraya otururdu.

Dudaklarıma yapışan bir tebessümle, o koltuğa dek yürüdüm.Oturup dizlerini kendime doğru çektim ve bacaklarımı koltuk koluna doğru yatırdım .Geceliğin ıslak eteklerini esmer bacaklarıma doğru ittim.Pencereden içeri giren rüzgar yüzünden titrerken gözlerimi odamızın içinde gezdirdim.

Vecd | Parçalı Kırık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin