JAR

3.8K 225 191
                                    

Reha Giryan'dan-

O silahı ateşlediği gibi ağalar da göğe mermi yağdırdı. Ne lüzumsuz bir adetti ama adetti işte. Şah tek kurşun atar ona arka olanlar ise tüm kurşunlarını.

Sonrada Şah'ın diğer kurşunları alınır,silah ayrı kurşunlar ayrı tartılır ve en az  bu ağırlıkta da geline bir hediye verir ağabeyi. Haliyle abisi koca şehrin Şah diye bellediği biri olunca hediyenin pahasıda elleri merakla  kaşındırır .

O ağırlık kadar altın ,gümüş ,zümrüt ya da nicesi...

Bizi buyur ettikleri masamıza oturttuklarında aradaki tül kaldırıldı. Ali öyle istedi çünkü ,kimsede bir şey diyemedi.

Zara hanım bir hoşnutsuz olsada gelip silahı ağırlığını ölçmek için alırken  bunu Şah'a hiç sezdirmedi .

" Şimdi ne oluyor ?" Diye sordu sırtını yasladığı taht gibi başlıktan ayırıp bana dönerek.

" Silahın tatılıyor birazdan gelin ve damat yanına gelecek. Onlarım yukarıda gelin görmesi var ,yani gelinin çeyizi genç kızlara ve büyük ailelerin gelinlerine gösteriliyor," dedim ağzımın önünü elimle örtüp , gözlerimle yukarıyı işaret ederek.

"Madem öyle sen niye buradasın sulugöz? Yanlarında olman gerekmez mi?" Diye sordu birden .

Yutkunup bize epey uzak olan masalara baktım sakince . İnsanlar ondan hala gözlerini almış değildi . Ve benden.
Her masada bahsi vardı,her masada hayranlık sözleri ekşiyordu .

"Senin için," diye mırıldandım ona bakıp ufacık gülümsedim kaçamak bir halde,bir ona gösterip."kimseyi vurma diye."

"Bilmiş,bana önceden anlatsan kimseye üç buçuk attırmazdım." Dedi kurnaz.

" Ağalar!" Dedi Zara Hanım'ın elinden silahı alıp tartan kadının  o taıdık sesi ." Bu silah hayli ağır geldi."

Ali'nin gözleri benden doğrulup hızla sesin olduğu yere çakıldı .

"Nefes ?" Dedi şaşırmış bir halde .

Başımı çevirip ardıma baktığımda Beddah'ın el emeği ile diktiği o beyaz kıyafetin içindeki Nafas Jafaar'in yüzünü gördüm.

" Abime ne hediye vereceksiniz Zara Hanım?" Diye sordu Şah'a bakıyorken .

Abi mi?

Abisi miydi Avin'le evlenen?
Sahi damadın Türkiye de yaşayan bir kız kardeşi olduğu söyleniyordu . O Nafas miydi ?

Zara hanım sesini herkese duyuracak şekilde konuştu , böbürlenerek."Şah'a ağır değildir hiçbir  silah . Ne hediye dilerseniz buyrun sizin olsun ."

Nafas iki avucunun arasına yatırdığı o silahı Şah 'a doğru getirirken ,ceylanı andıran gözlerini bir an bile yummadı .

Masaya yaklaşmasına henüz adımlar varken yapması gerekeni yaptı ve durdu . Doğrusu adetlerimizi iyi biliyordu .

" İzninizle ," dedi önce Şah sonra bana bakıp .

Başımı salladım ,Şah'ta bana bakıp eliyle ona gelmesini işaret etti .

Silahı getirip ona doğru uzattığında bir şey hissettim ,diğer kızlarında gözlerinde olan ama Nafas'in kaçırmaktan korkmadığı bir şey ,bir yakınlık.

Silahı Şah'ın açık avcuna bıraktı ama elinin silahın üstünden çekmedi . İkisinin avucundaki silaha baktım,sonra gözleri irkilerek onları izleyen kalabalığa yöneldi.

Burada dedikodudan çabuk leke yayılırdı.

Nafas'ın elinin üstüne ince parmaklarımı koydum gözleri bana döndüğünde ona gülümsedim,elini yavaşça elimin altından çekti .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Vecd | Parçalı Kırık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin