16-Yokluğun Kadehi

1.3K 126 36
                                    


*Bölümler iki günde bir yayınlanacaktır .

Bilmem kaçıncı ,adressiz ,sana mektubum;

Bir kadeh doldurdu yokluğun , içtikçe kan kusuyorum .Sana olan acımın dibini görmek için , görüpte geçirebilmeyi düşünebilmek için ,artık her gece sancıdan döktüğün dağ hafifi yaşları nemli toprağa yetim gibi vermek için , ciğerimi öksürdüm şu kahrolası yokluğunun ayazında ; gel gör hâlâ sağım bir çift gözümle, sırf beni bıraktığın o eşikte seni yeniden görebilmek için .

AlacaKızın

2 hafta sonra

Reha Giryan '

Apar topar  giyindiğim çarşafın peçesini düzeltmeye çalışırken bir yandan da beni konağın arkasındaki dar sokağın karanlığında beklediğini bildiğim arabaya doğru hızlı hızlı yürümeye çalışıyordum.

Demhat yoğun bakımdan çıkmış olsada hâlâ hastanede tedavi görüyordu.
Ama evinde saldırıya uğramış bir aşiret lideri olduğu için aşiretimizin gücü hakkında çıkan söylentileri hasta yatağında duymuş olacak ki güvenliği iki misline çıkardı .

Sözde hanım ağalarıydım ama Karalı'nın güveneceği bir adamı bile yoktu.Koca aile Ali'yi öldü kabul etmiş bu dertli şehir de öyle .

Ama ben umudu filizlenmiş bir halde yaşıyordum bir kaç haftadır . Hergün ama hergün, Ali'nin odamıza dek gelip beni kurtardığını düşünüyorum.
Kendi kendime onu bir kez daha hissettiğimi düşünmenin ağırlığı öyle büyüktü ki ,delirmekten korkuyordum doğrusu. Paylaşmam gerekiyordu ,haykırmam.

Afrin'e olan biteni anlatsamda kabullenmiyor sürekli olarak bana olayları istediğim gibi yorumladığımı söylüyordu.

Aslında bir bakıma da haklıydı .
Eğer o gece gelen abimse neden yüzünü Demhat'tan saklasın diyordu .
Yaşıyordu madem neden dönmüyordu koca Şah Ali ?Ve neden seni o halde bırakıp gitsin ...

Bunlara benzer onlarca soruya rağmen ben Kahir'in, Devrim'i bulduğuna kalbimi vere vere inanmayan devam edeceğim .Eğer olurda birgün bu inancım kırılırsa biliyorum o kırık yüzünden ölürüm.Ziyanı yok ,canımın ziyanı yok ; tokmağı kırık bir kapı hatta ses geçirmeyen bir duvar dahi olsa Kahir'e tutunma ihtimali ,ben o kapıyı değil  ellerim ,ruhum paramparça olana dek çalacağım.

Delhizdi bu sokak ,koca Jip bu delhizi daha da daraltmıştı.Sokağı yarım yamalak aydınlatan sokak lambasının kör ışında pek bir şey görebildiğim söylenemezdi.

Ama karanlığın içinde ,arabasına yaslanmış bir halde duran o iri adamın dudaklarına götürürken hiç tereddüt etmediği o tütünün ucundaki alevi gördüğümde adımlarım istemsizce duraksadı .

Ondan korkuyor muydum ,sanırım evet .
Heybetli insanlardan hep çekinirdim.Devrim Ali de uzun ve omuzları geniş bir adamdı ama bu yüzünü göremediğim yabancı tamamen bir kütle fazlalığı.Genelde insanları dış görünüşleri ile değerlendirmem ama görüntüsünün yanında gözlerimle gördüğüm gerçekleri vardı ,o bir katil .Kocaman bir katil .

Birini gözlerimin önünde o pasinin azgın suyuna atmıştı ,yüzünü hiç görmedim ve hiçte görmek istemiyorum.

Galiba bir katilin daha nasıl baktığını bilmek istemiyorum.Bunun sebebi ...
Hiç şüphesiz Kahir...

Onun boynundan çenesine dek uzayan bıçak yarasını ve yüzünü gölgeleyen karanlığı gördüğüm günden beri ekmek kesen  bıçaklara dahi bir başka bakıyorum .

Vecd | Parçalı Kırık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin