SULUGÖZÜM

1.7K 162 259
                                    


Kaburganın altına süpürdüklerinle tartılma . Kantarın belini ,kendi kalbi kırarsın .

Onun savurduğu küfürleri intikam yeminlerinin pussuz alevi ile dinledim .
Attığı kurşunlar benimde içinde olduğum o evi  hatta o camdan kafesi deliyordu fakat ben bir yılan ve  ölüden hallice iki  diriyle beraber sessizce zamanın geçmesini ve gelmesi için salise saydığım adamın silahlarını alıp gitmesini diliyordum.

Sonunda mermiler sustuğunda buz kesmiş çehrem acıyla seyirdi.

"Kahir ! Bugün o Demhat itine benden güzel bir gece hediye etmezsen konsolosluğun sayılan perakartı yerle bir ettiğimi görürsün! "

Son sözünde bile kan vardı .
Tanıdık sesi öyle gaddar öyle yabancı konuşuyordu ki bir an bile bile şüpheye düştüm .Sendeleyip sırtımı ardımdaki cam duvara çarparak durduğumda kollarındaki kadınla yatağa oturmuş hasta gövdeye baktım .

Haşmeti yer yer kırılmış ,ateşler içinde eğilmiş omuzlarına çekimser bir bakışla baktığımda o eline sarılmış yılanı  kucağındaki kızın dizlerine bıraktı.

Tarifi olmayan o korkunç bakışları beni bulduğunda bu evin içine gömüleceğimi düşündüm.

Şah onu tehdit etmişti o da pek tabi benimle onu tehdit edebilir hatta ve hatta Şah gibi kime sıktığını umursamadan kurşunlarını gelişigüzel üstüme dökebilirdi . Eğer gözlerinde görünen kadar gaddarsa evine saldıran bir adamın ayakları ile avucuna yürümüş karısına her şeyi yapabilirdi,bu zehirli yılanı sevgilisinin dizlerine düşünmeden bırakan hasta .

Şah'ın canının benim yüzümden yanma ihtimali o an zihnimde yankılandı. Buraya gelirken büyük bir pay vermem gereken ihtimali uğruna heba ettiğim genç kıza baktım .Geniş kirpiklerini uzun uzun dalgalandırıp uyanması şuan bunu yapması onun değil benim mucizem olurdu .

Yılan kızın üstünden sürünüp yatağın üstüne doğru uzandığında şaibeli gözleri benden kayıp o sürüngeni takip etti .Bir anda kucağındaki kızla doğrulduğunda irkilip bocaladım. Ve bu inilti ile karışık bir sesle  yutkunmama sebep oldu.

Güz karası ile lekenmiş ayakları bedeninin ağrılarına sırtını vermiş gibiydi. Dudaklarına yakın taşıdığı kadınla sessizce önümden geçti,beni hiç görmemiş gibi .

Ardından dönen bakışlarım uzun omuzlarından belindeki siyah pantolonun tutunduğu o sırt çukuruna kadar kızarmış bedeninin gidişini hayretler içinde tarttı, ölmeye yaşamaktan yakın gibiydi ,peki nasıl bu kadar dirayetli ?

O esnada odanın kapısından içeri giren doktor bana ve yataktaki yılana baktı hemen ardından cam kafesin gövdesine saplanan mermileri izledi .

Çok geçmeden " Şah gitti ," dedi başını sallayarak ." Belli ki burada olduğunu bilmiyordu . Reha,eve dönmek için vaktin yok ,acele et kızım kestirme bir yol biliyorum eğer oradan  gidersen belki ondan önce evine yetişebilirsin!"

Onun başıboş attığı kurşunlarla vurulmuş güpürlü çerçevesi olan saatin yerde duran kırık camına baktım , saat kırık bir camın altında çalışmaya devam ediyordu. Gece yarısını çoktan geçmiş olduğunu gördüğümde kasılmış bedenimin omuzlarını indirdim .

Doktorun beklediğinin aksine ayaklarımı banyoya çevirdim. Ardıma takılması uzun sürmedi neredeyse aynı anda açık kapıdan içeri girdiğimizde ,Devlet'i kucağında ki kız ile küvetin içindeki bulanık suya şüpheyle bakarken bulduk .

"İçine girin !" Dedim hızla küvetin diğer tarafına geçip taşmakta olan soğuk suyun başını kapatarak.

Gözleri bana bir silah gibi doğruldu.

Vecd | Parçalı Kırık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin