bolca yorumm <3
**
"Seungmin fazlasıyla güzel, amcam sana iyilik de yapmış olabilir kardeşim." demişti ağzındaki sakızı patlatarak Changbin.
Chan ise masasının başında ki dosyaları bırakıp arkadaşına göz devirmişti. "Bu kadar yoğun çalışırken iyilik mi sence bu kardeşim." diyerek dosyalara geri dönmüştü.
"Kardeşim fazla işkolik olmaya başladın sende ha."
Chan iki saniyelik kendini sorguladıktan sonra başını salladı, arkadaşının dediğine katılmayarak işine dönmüştü. Changbin de onu daha fazla konuşmaya tutmayarak oturduğu koltukta ayaklarını uzatarak ağzındaki şekeri yiyordu.
Telefonunun çalınmasıyla rahatı bozulduğu için sızlanıyordu fakat arayanın Jeongin olduğunu gördüğünde ise boğazını temizleyerek açmıştı.
"Söyle yavrum." Chan Changbin'in bunu söylemesiyle yüzünü ekşitmişti.
"Hava limanına varmak üzereymişiz hyung abime de söylersin."
"Seni almaya geleceğim."
Telefonu kapatıp ayaklanmıştı Changbin. "Kimmiş?" Chan arkadaşının ayaklanmasıyla sormuştu. Changbin de şirkette çalışıyordu fakat Chan kadar yoğun olmazdı ve onlar çocukluk arkadaşlarıydı bu yüzden Chan, Changbin ve tembelliklerine alışıktı, çoğu zaman sesini çıkarmazdı.
"Jeongin havalimanına varmak üzereymiş onu alacağım, sen yoğunsun."
Chan başını sallayarak onu onaylamıştı. Changbin gittiğinde ise tekrardan işine odaklanmıştı.
Akşama doğru bitirdiği işlerle derin bir nefes vererek koltuğundan kalkıp vücudunu esnetmişti. Cidden fazlasıyla rahatsız etmeye başlıyordu artık koltuğu.
Telefonunu cebinden çıkarıp kontrol ederken kardeşinden gelen mesajla bugün Changbin ile kalacağını öğrenmişti. kısa bir telefon konuşmasından sonra eve geçmeye hazırlanıyordu yavaşça.
hazırlanıp çıktığında hava çoktan çökmüştü. Seungmin bu saate kadar durmuş olsa kesinlikle sabah geç kalırdı.
Yorgunlukla kendini evde bulduğunda kapalı olan ışıkları açarak etrafı aydınlatmıştı. Koltukta bacaklarını birbirine çekerek uyuyan bedeni görmesiyle yüzünde sebepsiz bir gülüş yer almıştı.
Seungmin Chan'ın gelmesini bekliyordu ve burada uyuyakalmıştı.
Chan üzerindeki kabanı çıkartarak kapı girişindeki askılıklardan birine astığında Seungmin burada uyuya kaldığı için yaptığı fakat yemediği yemeklere göz atmıştı Chan.
Yemeklere dokunmayarak tekrar Seungmin'e dönüp onun hala derin bir uykuda olduğunu görmesiyle dizlerinden ve belinden kavrayarak kucağına almıştı.
Kucağındaki beden derin uykuda olmanın verdiği etkiyle tatlı şapırdatmalar ile uyuklarken bir elini Chan'ın boynunun üzerinden geçirmişti ve parmak uçları boynuna değiyordu.
Chan istemsizce adımlarını durdurmuştu, daha sonra ise ne yaptığının farkına vararak Seungmin'in odasına girmişti.
Küçüğünü yatağına bırakıp üzerini sıkıca örtmüştü.
Uyandırmamak adına sessizce hareket ederek odadan çıkmış, mutfaktaki yemeklerden biraz atıştırdıktan sonra dinlenmek için odasına çekilmişti. Göz kapakları kendiliğinden ağırlaşıp kapanmıştı.
Güneş ışıkları bile olmayan bir güne uyanmıştı ikili.
Seungmin sabah kendini yatağında bulduğunda kısa bir süre şaşırmış daha sonrasında Chan'ın onu buraya getirdiğini anlamıştı. hızlıca kalkıp duşa girmişti küçük olan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Blame Me - Chanmin
FanficKim Seungmin abisinin reddettiği evliliği üstlenir, Gerçekten aşık olacağı ve en çok da acıtan sevgiyi tadacağını bilmeden.