0.7

292 39 2
                                    

bolca yorumm 💍

***

Seungmin göz kapaklarındaki feci bir ağrıyla uyandığında dün gece ağlarken uyuya kaldığını hatırlamıştı.

Büyük ihtimalle göz kapakları fazlaca şişmişti, yorgun hissediyordu.

Yatağından kalkarak aynanın karşısına geçtiğinde ne için kendini bu kadar yıprattığını bilmiyordu, bilmek istemiyordu. Uyumak biraz da olsun onu yatıştırırken şimdi gerçekliğe geri dönmüştü. 

Odasının kapısına yaklaşıp sessizce kilidi açarak dışarı çıkmıştı. Koridorda karşılaşmadığı Chan ile şükrederek ilerlediğinde arkasından ona tekrardan sarılan beden ile içinden sessiz bir küfür dile getirmişti.

Chan ile göz göze bile gelmek bu haldeyken isteyeceği son şeydi. 

"Seungmin, dinle beni lütfen." 

Ona sıkıca sarılan bedene zaten halsiz olduğu için zar zor karşılık verebiliyorken şimdi onu dinlemek istemiyordu, önce kafasındakileri susturmalıydı. 

Chan'ın elleri hala onu sıkı sıkı sarıyorken ona doğru dönmüştü böylece yüz yüze geldiklerinde yutkunmuştu seungmin.

Tekrardan Chan'ın nefeslerini hissederken en az onun kadar yıprandığını fark etmişti. Aklındaki sesler Chan'a baktıkça çoğaldığında dokunuşundan kurtulmak adına sertçe ittirmişti onu. 

"Açıklama gereği mi duyuyorsun bana? biz birbirimizin hiçbir şeyi değiliz." 

Chan Seungmin'in dediği hiçbir şeyi kabullenememişti, doğru değildi. Doğru hissetmiyordu, en azından kendi adına doğru hissetmiyordu. 

"Doğru değil bu, Seungmin ben-"

"Kes sesini! en başından söylemeliydin, Senin yüzünden iğrenç hissettim, o kadının gözleri önünde küçüldüm. Kullanılmış hissettim, başkasına söz verip işin için benimle evlendin!"

Başkasına söz verip işin için benimle evlendin. 

Seungmin'in bağıra bağıra kendini ifade etmesi sonucunda Chan gözünden düşen yaşlara engel olamamıştı. Haklıydı fakat Chan bunun bilincinde değildi. 

"Özür dilerim."

Seungmin dolan gözlerine karşı koyamayarak Chan'ın gözyaşlarını gördüğünde ağlamaya başlamıştı. "Özrünün önemi yok." 

Seungmin gözyaşlarını silerek merdivenlerden inmeye başlamıştı. Alt kattaki banyoda elini yüzünü yıkayıp odasına geri döndüğünde üstünü hızlıca değiştirerek evden çıkmıştı.

Yanına aldığı tableti ve çantasıyla nasıl konu anlayacağını bilmese de kütüphaneye gidiyordu.

Sadece evden uzaklaşmak istiyordu, abisini aramak onunla konuşmak istiyordu fakat cesareti yoktu. Bir süre ona gelen telefonları geçiştirecekti. 

***

"Ulan enişte dedik bağrımıza bastık!" felix'in sesi olduğundan yüksek çıkıp tüm kafeyi inlettiğinde arkadaşları zar zor onu sakinleştirerek susturmuştu.

Seungmin gelen aramalara cevap vermeyince genelde olduğu yerde, onu kütüphanede bulan arkadaşları ile daha sonrasında kafeye geçerek herşeyi konuşmuştu. 

"Chan peki, ondan hoşlanıyor mu?" Minho sorduğu soruya karşılık hyunjin ortaya atıldığında "Seungmin'den iyisi mezarda." Diyerek karşılık vermişti. Minho elini alnına vurup iç çektiğinde Seungmin Minhonun sorusuyla afallamıştı.

Don't Blame Me - Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin