1.9

139 18 3
                                        


"Hyunjin, felix'i uyandırmaya gidebilir misin?"

Beraber yaptıkları kayaktan sonra diğerlerinin kaldığı bungalov'a gelmişlerdi, hyunjin başta felix'in önden gittiğini söylediğinde hepsi şaşırmış; bu yüzden fazla uzun kalmayarak toplanmışlardı.

Nedenini sorduklarında ise hyunjin cevap vermemişti, ne cevap vereceğini bilmiyordu zaten.

Hyunjin düz bir surat ifadesi ile başını sallamış, yemek hazırladıkları için eve tüm kokunun yayılmaması açısından ardından mutfak kapısını kapatarak merdivenlere yönelmişti.

Küçük fakat yeterli olan bu minik evleri oda sevmişti, ve biliyordu ki felix'in kokulara karşı hassasiyeti vardı.

Evin üst katında bulunan küçük odanın içine girip iki kişilik yatakta ıslak kirpikleriyle uyuyan felix'i gördüğünde derin bir nefes vermişti dışarıya.

Yavaş hareketlerle yaklaşıp dizlerinin üzerine çökmüştü, ellerini felix'in saçlarına götürüp yüzünden çektiğinde felix'in huylanmaya başladığını biliyordu.

"Her ne yaptıysam, özür dilerim."

Felix'in kirpikleri hareket eder gibi olduğunda yataktan sarkmış olan elini kendi elleri arasına alarak okşamış, ona seslenmişti.

"Felix, uyanmalısın. Yemeğe bekliyorlar."

Felix tamamen göz kapaklarını açtığında titreyen gözlerine hakim olamayarak gözlerinin dolmasına izin vermişti.

Ayaklanarak elini bırakmayan Hyunjin'e doğru telaşla konuştuğunda konuşmasının sonucunda ne olacağını düşünmüyordu, sadece özür dilemek istiyordu.

"Hyunjin ben.. Ben özür dilerim, dramatik davrandığımın farkında değildim. Özür dilerim."

Hyunjin şaşkın bakışlarına engel olamamıştı.

"Felix, özür beklemiyorum senden. Yapma böyle, sadece bana ne olduğunu anlat. Çözemeyeceğimizi düşünmeyi bırak."

"Hyunjin nerede kaldınız!"

Alt kattan seslenen arkadaşlarına göz devirerek felix'e dönmüş, felix ise çekingence yanıtlamıştı.

"Daha sonra anlatacağım, ama beni yargılayamazsın."

Hyunjin gülümsemişti.

"Seni nasıl yargılayabilirim?"

Ardından anlına dokunduğunu dudakları ile elini parmaklarına geçirerek beraber aşağıya indiklerinde elini bırakmış, masaya oturmuşlardı.

Sohbetle geçen yemeklerinin ardından birbirlerine yardım ederek ortalığı toplamış salonda yarın için plan yapmaya başlamışlardı.

"Merkeze gitmeye ne dersiniz?"

Daha önce tayland ve çevresinde jeongin dışında gezen olmadığı için Chan'ın söylediğini anlamayarak bakınmışlardı birbirlerine.

Jeongin hevesle atılarak onaylamıştı bu öneriyi. Daha önce buraya gelmişti ve favori mekanı kesinlikle merkez binasıydı.

"Merkez binası binevi otel gibi bir şey fakat çok daha detaylı ve gezilip görülecek eserler barındırıyor, eğlenceli zaman geçirebiliriz."

Herkes bir ağız onaylayarak yarınki planlarına hakim olduktan sonra etrafa dağılmıştı.

Dışarıda kar yağıyordu, bembeyaz ve çok güzeldi. Felix veranda da üzerine aldığı ince hırkasıyla karı izliyor, içeride sohbet eden arkadaşlarına da göz atıyordu.

Cam kapıyı aralayıp verandaya çıkan hyunjin elindeki atkı ve montu felix'in üzerine geçirmiş buz gibi olan yanaklarını avuçlarının arasına almıştı.

"Kar çok güzel değil mi hyunjin?"

"Üşüyorsun."

Felix gülümsemişti, üşümesine değecek bir güzellikteydi manzara, en azından o öyle düşünüyordu.

"Yine de güzel."

"Çok güzel." Hyunjin bir saniyeliğine bile olsa bakışlarını kara çevirmemişti, herkesin manzarası kendineydi.

"Lisenin ilk gününü hatırlıyor musun?"

"İlk tanıştığımız gün."

Felix aklına hemencicik dolan anılarıyla gülümsemeye başladığında aklına gelen her bir anıda ne kadar mutlu olduğunu biliyordu, şimdi de geçmişte de.

"Kader bizi aynı sınıfa düşürmeseydi hiç tanışabilir miydik ki?"

"Kaderimizi kendimiz yazmışızdır belki."

Felix kaşlarını kaldırdı, yüzüne konan kar tanelerinin verdiği hissiyat onu gıdıklıyordu ve neredeyse kızarmıştı şimdiden.

"Herkesle takılan bir tip olmadığımı biliyorsun, sana özel felix."

Felix boynunu düşürerek gülüşünü gizlemeye çalışıyordu. "Hatırlıyorum, sınıfta sadece benimle takılırdın."

"Aramızda ki soğukluğun sebebini henüz bilmiyorum ama, kendime kızıyorum. Seni incitecek ne yaptım?"

Felix Hyunjin'in düşen suratı ile gerilmiş, şimdi ya da hiç kavramını kendine hatırlamıştı.

Şimdi ya da hiç, şimdi aşk ya da hiç aşk.

"Senden hoşlanıyorum. Bana her temasında, her gülüşünde umutlanıyorum ve bir gün bir başkasını seveceğin aklıma geldiğinde.."

Kızaran yanakları şimdi tamamen yanıyorken devam etmek zor geliyordu fakat geriye dönmek istemiyordu artık.

"Nefret ediyorum bu düşünceden, beni sev istiyorum çünkü ben seni seviyorum. Belki sen de böyle hissediyorsundur diye ümit etmek çok bencilce."

Gülümsemesi yüzünde dönüp kalırken sağ yanağından damlayan bir göz yaşı ile eşlik etmişti cümlelerine.

Ardından tek damla göz yaşını silen ellere, ellerin yanaklarını delecek şekilde yumuşak okşayışlarına hayır diyememişti.

"Neden bencilce olsun?"

"Hm?"

Dudaklarına nazikçe kapanan dudaklar ile yutkunmuştu felix, büyüleyici bir güzelliği vardı atmosferin.

Geri çekilip alnına bir buse kondurmuştu hyunjin, zor olmalıydı sevgisini belli etmeye çalışırken yanlış anlaşılmak.

"Sana sevgimi belli etmeye çalıştım fakat anlamamakta çok ısrarcıydın güzelim."

Felix hemencicik dolan gözlerini kırpıştırmıştı, inanmakta güçlük çekiyordu.

Hyunjin gözlerine birer öpücük bıraktıktan sonra anlayabilmişti gerçekliği.

"Sorun ne olursa olsun, ilk bana koşmalısın. Ne olursa olsun güzelim."

Felix başını salladı onaylar anlamda, hisler ve düşünceler onu sarsa da anda kalmak istiyor, havada ki çarpıcı soğukluğu hissetmiyordu.

Bedeni yanıyordu sanki, yıllardır hissettiği hisleri ona yük olmuyordu artık.

"Beni seviyor musun hyunjin?"

Hyunjin elini yanağına çıkararak bulunduğu yere sıcak dokunuşlar bırakıyordu.

"Seni seviyorum." Mesafelerin kaybolmasına izin vererek dudaklarını bir kez daha bastırmıştı içinde bir yerlerde hep özlemini duyduğu dudaklara.

Verandaya çıkan cam kapının ardından onları izleyen arkadaşlarına da bakılırsa herkes yumuşacıktı.

Aşk güzeldi, aşk güzelleştirirdi.



'
çok beklediniz üzgünüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Don't Blame Me - Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin