"Çünkü çok güzelsin. Sana bakınca iç acıtacak kadar güzel bir manzara görüyorum." Sıcak eller hissettim elimde. Elimi tutarak dudaklarına götürerek öptü. Zorlukla yutkundum. "Parmak uçlarındaki, bana dokunduğun anda uçup giden acılarım bile senin ha...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◇◇◇
Gurur Barut, mavi gözlerini önündeki çiftliğe çevirerek yürümeye başladı. Başı ağrıyordu. Biraz da dalgındı.
Ağzındaki sigaradan son bir nefes çekerek yere fırlattı ve elindeki silahı beline koydu.
Çiftliğin etrafında ve içinde olan yüzlerce korumaya baktı tepkisizce. Aslında onların gelmesine bile gerek yoktu lakin Gurur Barut'un şehre geldiğini duyan düşmanları yüzünden mecburen yanında korumalar ile geziyordu. Bu durum her ne kadar hoşuna gitmese de yakın zamanda yaralanmıştı ve vücudunda hala kanamalar vardı.
Yıllardır yurt dışından işlerini hallediyordu. Ama babası öldükten sonra mecburen buraya gelmek zorunda kalmıştı.
Buraya gelmeyi hiç bir zaman istememişti. Babası ile kuzenini öldürdükten sonra kanlı bıçaklı olmuştu ve kendisi çekip gitmişti buralardan.
Her ne kadar çekip gitse de ailesinin mesleği bırakmamıştı peşini...
Mafya ve bu şehrin sahibiydi. Babası onun yerine ilgilenirken, babasının ölümüyle bu şehre geri gelmek zorunda kalmıştı.
Annesi ve erkek kardeşi için mecburdu bu şehire gelmeye. Yıllardır yurt dışında işlerini halletmiş, bu şehire babasından çok katkı sağlamıştı.
Ne içindi? Ailesi için.
Çiftliğe girdiğinde gözleri bir atmaca gibi ağlayan anne ve babayı bulmuştu.
Ağır adımlarla ağlayan anne ve babanın yanına gitti.
Korumalar Gurur Barut'un gelmesiyle duruşunu düzeltirken, Gurur Barut oralı bile değildi.
Korumaların her yerde olması ve Gurur Barut'un burada olması yaşlı çiftin umutla gözlerini parlatmıştı.
Gurur Barut, eliyle Pars'a işaret yaptığında, Pars dediğini anlamış ve çiftliğin ortasında getirdiği kamyonun kapısını açtırmıştı korumalara.
Yere kanlar içinde düşen adamla birlikte anne, baba olan çift bağırarak ağlamaya başlamışlardı.
"Gülben, Gülben'im nerede?" Diye bağırmıştı zavallı kadın ağlayarak.
