"Çünkü çok güzelsin. Sana bakınca iç acıtacak kadar güzel bir manzara görüyorum." Sıcak eller hissettim elimde. Elimi tutarak dudaklarına götürerek öptü. Zorlukla yutkundum. "Parmak uçlarındaki, bana dokunduğun anda uçup giden acılarım bile senin ha...
Bir haftadır şehir dışında diye hemen bir ayaklanma olmuştu. Gurur, bu haberi duyduğunda sadece gülmüştü bu duruma. Araz'ın ailesi intikam için insanlarla ayaklanmaya çalışmışlardı.
Tabi bunu duyan halk, hemen Gurur Barut'un adamlarına haber vermişti.
Halkı Barut ailesine çok sadıktı. Hatta bu sadakat ölümüneydi.
Yelda ve Bekir Barut çiftinin yardımları sayesinde güzel bir hayatları olmuştu.
Her ay yardımlar yapılır, halk kimseye muhtaç bırakılmazdı. Kendilerine ait tarım alanları olmasa da yıllardır bu tarım alanlarını kendileri kullanıyorlardı.
Gurur Barut ve ailesine kendileri ölümüne sadıktı. Her zaman sorunlarını çözer, çocuklarının geleceğini garanti altına alırlardı.
Bütün halk merakla izlerken Gurur Barut'u, korumalar adamları Gurur Barut'un önüne getirmişti bile.
Adamlar korku ve nefretle karşısındaki adama bakıyorken, Gurur Barut elindeki silahla şakağını kaşıdı. "Araz piçinin babası Harun bey." Dedi saçları aklaşmış adama bakarken. Harun, nefretle oğlunun katiline bakıyordu.
Gurur kaşlarını çatarak burnunu çekti. Mavi gözleri koyulaşmış, mavinin en koyu tonuna bürünmüştü.
"Bu şehirde, bu kasabada! Benim yaşadığım bölgede size iş verdim! Zenginliğinize, zenginlik katmanıza izin verdim! Oğlun evlendi, tebrik ettik!" Dedi onları izleyen insanlara dönüp bir kere bile bakmadan. Başını yana eğdi. "Peki siz ne yaptınız. Benim konağımda, benim şehrimde, benim kasabamda bana karşı gelme cüretini gösterdiniz." Kalın sesi insanları tedirgin ediyordu.
