"Çünkü çok güzelsin. Sana bakınca iç acıtacak kadar güzel bir manzara görüyorum." Sıcak eller hissettim elimde. Elimi tutarak dudaklarına götürerek öptü. Zorlukla yutkundum. "Parmak uçlarındaki, bana dokunduğun anda uçup giden acılarım bile senin ha...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oy ve yorumlarınızla bu sayfaları renklendirirseniz çok sevinirim♡
◇◇◇
Gurur, atının yüzünü okşarken, adamları elindeki köpeklerle etrafı turluyorlardı.
Atın boynuna büyük elini koyarak okşadı ve kaşları çatık bir şekilde Akif'e baktı.
Alnında hafif ter damlacıkları oluşurken, şakağı kasılmıştı.
"Konakta ve şehirde her yeri kuşatın. Giriş çıkışlar, deniz yolu, kara yolu...aklınıza gelecek her yeri kuşatın." Atı yanındaki adama ahıra götürmesi için işaret verdiğinde, koruma önünü ilikleyerek atın ipinden tutarak ahıra götürmeye başladı.
Bir gün önce amcasının yerini bulmuştu. Yani Aka bulmuştu. Fakat Akif oraya gidene kadar kolundan yaralanmış ama kaçmayı başarmıştı.
Bu yüzden güvenliği daha da sıkı tutmalıydı.
"Emrin olur abi. Zaten her yer kuşandı ve giren çıkan herkes aranarak içeri alınıyor." Gurur ellerini cebine koyarak başını salladı.
Birden telefonu çaldığında kaşlarını çattı ve cebindeki telefonu çıkararak ekrana baktı. Bilinmeyen numaraydı.
Kulağına götürdüğü telefonda yankılanan sesle sinirlense de sakince bakıyordu etrafa. Elini yumruk yaparak yeşillik alanda yürümeye başladı.
Sakin olmalı ve bu adamı keyiflendirmemeliydi.
"Yine yakalayamadın beni ha Gurur." Gurur sinirle dişlerini sıkarken güldü.
"Seni bulduğum zaman etini kemiğinden ayıracağım. O etin kemikten çıkan sesiyle beraber o acı çeken yüzünü keyifle izleyeceğim. Sonra o seni cehennemde bekleyen oğlunun yanına göndereceğim." Sesi donuktu. Mavi gözlerinde öfke oluşurken önündeki daha yeni yeni doğan güneşe baktı. "Kemiklerini köpeklerimin oyuncağı yaparken, senin ağlayan ve acı dolu bağrışlarınla öyle bir haz ve zevk alacağım ki, o korkak kalbini bedeninden söküp evimin ortasında sergileteceğim. İşte benim başarım da bu olacak. O zamana kadar o saklandığın fare deliğinde kalmaya devam et." Sadistçe gülümsedi.
Karşı taraftan yutkunma sesi gelirken, "Nasıl oğluma zarar verdiysen, ben de senin en değerline zarar vereceğim Gurur. Şimdi sessiz durduğuma bakma seni mahvedeceğim." Kindar sesle konuşan amcasına güldü Gurur.
"Bekliyorum. Elinden geleni ardına koyma Zafer piçi. Ben ne babamım, ne de o sünepe oğlunum. Benimle mertçe değilde saklanarak arkamdan işler çevirmeye devam et. Ama bu rahata alışma. Seni oğlunla kavuşturmak için sabırsızlanıyorum çünkü."
Kahkaha sesi geldi ahizeden. Gurur gülümsedi. Elleri yumruk olurken, dişlerini sıkmaya başladı. Bedeni kasılırken, alnındaki damar belli olmuştu.
"O küçük sevgilinden vakit kalırsa beni bulursun Gurur." Sinirlenmişti. Oğlunun intikamını almadan Gurur'un peşini bırakmayacaktı. "Gelinimiz de alt tabakaymış. Ah siz Barut'lar ve hizmetçi sevdanız." İç çekti.
