"Çünkü çok güzelsin. Sana bakınca iç acıtacak kadar güzel bir manzara görüyorum." Sıcak eller hissettim elimde. Elimi tutarak dudaklarına götürerek öptü. Zorlukla yutkundum. "Parmak uçlarındaki, bana dokunduğun anda uçup giden acılarım bile senin ha...
Uzun bir bölüm arkadaşlar :") satır arası yorumlarını bekliyorum^^
Keyifli okumalar♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◇◇◇
Gülümseyerek bahçedeki led ışıklara bakıyordum.
O kadar güzel olmuştu ki bahçe...
Led ışıklarla süslenmişti her yer.
Masalar son derece özenle düzenlenmişti.
Gurur beyin gelişinin kutlanması o kadar güzeldi ki, bu kutlama benim için yapılsa kendimi çok özel hissederdim.
Pahalı ve lüks çatal bıçaklar, işlemeli ve saten masa örtüleri, hayatımda ilk defa gördüğüm kabartılı ve işlemeli tabaklar, estetik mumlar, güzel kokan çiçekler...
Her şey o kadar güzeldi ki, hayran olmamak elde değildi.
İç çekerek dudağımı büktüm.
"Çok güzel olmuş değil mi kız Elzem?" Sude'nin yanıma gelerek etrafa hayranlıkla bakmasıyla başımı salladım.
"Her yer aydınlık ve herkes gülümsüyor." Dedim gülümseyerek. "Sude?" Dedim benden az bir şey uzun olan kıza bakarak.
Gözleri kızarmış, burnunu çekiyordu.
Abim yine hırpalamıştı Sude'yi. Arada ona da vuruyordu. Üzüntüyle gözünün yanındaki kızarıklığa baktım.
Gözleri bana değdiğinde kızarık gözlerini kaçırdı. Göz çevresindeki kızarıklığa baktığımı görmüştü.
"Bana öyle bakmayı kes!!" Diye kızarmış gözleriyle tısladığında irkilerek bir adım yana kaydım.
Hızlı hızlı nefesler alırken gözlerimi masalarda kahkaha atan insanlara çevirdim.
Gurur bey baş köşede oturmuş çatık kaşlarla yanındaki adamla konuşuyordu.
Buz gibi gözleri bir süre dondu, karşısında konuştuğu kişiyle.
