İlk kalbimi koruyan
kemiklerim kırıldı,
Sonra ise kalbim..."Geber pislik. Seni hep kandırdım. Yıllardır arkandan bıçakladım." Lana elindeki bıçağı karnıma saplayıp geri çekiyordu. Ölmüyordum ama çok acı çekiyordum. Şuana kadar ölmem lazımdı neden ölmüyorum. Acıma dayanamıyorum lütfen öleyim. "Lana yapma acıyor!" Her bıçağı bana dokundurduğunda daha da acıyordu. Ona karşı koyamıyordum. "Pişmanlık arama çünkü asla pişman değilim."
Çığlık atarak hızla doğruldum. Kabuslarıma girecek kadar etkiledi beni. Onu mahvetmek istiyorum. İlk defa kendimde bu kadar sinir hissettim. Yatağımdan kalktığım gibi odamdan çıktım.
Merdivenden inerken ilk Karen'i gördüm
"Ne o yine saraydan mı kaçıyorsun?" Sert bir sesle "Beni Lana'ya götür." Dedim.
"Bu mümkün değil." Terler içinde kalmıştım, göğsüm hızla inip kalkıyordu ve bakışlarım çok sertti. "Oldur o zaman!" Diye bağırdığım sırada annemgil geldi. "Kızım ne oldu?" Anneme döndüm. "Lana'yı göreceğim."
Annem şaşırdı ve hemen itiraz etti. "Olmaz kızım bu çok zor." Kaşlarımı kaldırdım.
"Ya beni hemen götürürsünüz ya da bir yolunu bulup kendim giderim.""Kızım, bir daha onun yanında tehlikeye girmene izin veremem." Annemin ardından babam konuştu. "Daha yeni bir kızıma kavuşmuşken diğerini riske atamam. Onun için gitmiyorsun." Bu aralar çok fazla yaptığı o sert tavrını takındı. İki elimi saçlarıma geçirdim. Abim yaklaştı ve "Onu götüreceğim." Dedi. Abime baktım, başıyla kapıyı gösterdi. Tam kapıya yöneleceğimiz sırada arkamızdan gür bir ses duyduk. "Başınıza buyruk hareket etmeyin. Gitmiyorsunuz diyorsam gitmiyorsunuz! Üç evladımdan birisi bir yere kımıldamayacak!" Abim sinirle babam yaklaştı. "Madem o kadar düşünüyordun evlatlarını yıllar önce neden gitmesine izin verdin?" Daha sonra abimin arkasına geçip ben konuştum. "Evlatlarını koruyacak olsaydın bunu yıllar önce yapardın. Şimdi bize karışmayacaksın!" Abime döndüm. "Hadi abi, gidelim."
Dışarı çıktık ve araca bindik. "Hilal'im, gitmek istediğine emin misin?" Ona gülümsedim. "Eminim abiciğim, merak etme." Herkese karşı öfkemi çıkartsamda abime karşı hep indiriyordum. Başımı abimin omzuna yasladım. "Peki, her zaman arkandayım."
"Abi." Dedim "i" harfini uzatarak. "Efendim."
"Teşekkür ederim ve iyi ki varsın."Abimin varlığını her zaman hissettim. Ve bu öyle güçlü bir his ki duvarlarım çatlasa bile onların yıkılmasına asla izin vermeyecek bir his. Bana göre kardeş, abla veya abi çok kuvvetli bir şey. Seni kayıtsız şartsız koruyacak kişiler onlardır. Yabancı birinin sana sadık olması için aranızda bir bağ oluşması gerekir fakat kardeşlerin bu bağa ihtiyacı yoktur.
Abim yumuşacık bir sesle "Sende iyi ki varsın Hilal'im." Dedi. Bir süre sonra araç abimin söylediği yerde durdu. Bir binanın içine girdik. Burası zindan gibi biryerdi. Suçluların kaldığı. Sanırım burada insanların canına kıyan ve kıymaya çalışanlar kalıyordu.
İnsanın canına kıymak mı daha büyük suçtu, insana ihanet etmek mi?
Lana'nın olduğu bölümü gösterdi. Burada demir kullanılmıyordu, içeriyi göstermeyecek buğulu camlar vardı. "Abi içeriye yalnız girmek istiyorum."
Abim gergin bir sesle konuştu. "Hilal'im o seni öldürecekti. Sen kaç gün uykuda kaldın. Bunu bir daha göze alamam."
"Kendime dikkat edeceğim abi söz veriyorum. Hem o beni arkamdan vurabilmişti, bir daha ona arkamı dönmeyeceğime emin olabilirsin." Abim ne kadar istemediğini belli etsede kabullendi. "Tamam ama dikkat et." Abime başımı salladım.
Şuan ne hissetmem gerekti bilmiyorum. Belki kırgın belki dargın belki sinir ama bunların hiçbiri değildi. İçimde büyük nefret ve tiksinti vardı. Bu herşeyi kırıp dökecek türden nefret değil. Sakin ama güçlü bir nefretti. Belkide içeri girince sakin bir nefretin yerine hırçın bir sinir gelecekti. Ama zamanı gelince. Sonunda görevlilerden birisi kapıyı açmıştı. Bana birkaç uyarıda bulunup içeri girmeme izin verdi. İlk görevli girdi ve her ihtimale karşı Lana'nın bir elini yatağa kelepçeledi. "Beni buradan çıkartacak mısınız? Onun için mi geldiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevginin Küle Dönüşü
Fantasyİntikam ve sevgi ateşi savaştı. Sevgi intikama yenik düştü ve kül oldu. O kül, ateş olduğu zamanlar herkesi yaktı. Bazıları bilerek yandı, bazıları bilmeden. Bazıları doğrularıyla, bazıları yanlışlarıyla.