Şeker Prens

22 4 5
                                    

Tuz kralın sözleri
Şeker prensin kalbine acı geldi.

Yataktan kalktığım gibi hazırlandım. Bugün Pamira, Mavi, ve Kayla ile görüşecektim. Onları buraya çağırmayı düşünüyordum. Üzerime siyah bir elbise giydim, hafif topuğu olan sandalet tarzı ayakkabı giydim ve saçımı dalgalı bıraktım.

Aşağı indiğimde herkes çoktan gelmişti. "Erkenden gelmişsiniz." Abim bana güldü. "Biz erken gelmedik sen geç kaldın." Abim böyle dedikten sonra Aris'te gülmeye başladı ve bende katıldım.

Masaya geçtim ve annemgille hiç muhattap olmadan direk abime bakarak "Bugün arkadaşlarımı çağıracağım, belki biryerlere de gideriz." dedim. "Peki, nasıl isterseniz küçük hanım." Yüzümü buruşturdum. "Küçük hanım mı? Sen ne kadar kabul etmesende büyüdüm ben abi."

"Bakayım büyümüş müsün?" Abim böyle dedikten sonra duruşumu dikleştirdim. "Bak." Aris "Büyümüş hemde çok tatlı kız olmuş." dedi buruk bir gülümsemeyle. Abim Aris'in içinde derin bir hüzün olduğunu hissetti. "Ablası gibi, iki tane çiçeği andıran kardeşim var daha ne isterim ki?" Aris ile aynı anda "Çiçek değil kırmızı gül!" dedik.

Annemgilin bizi izlediğini biliyorum. Şuan olayı bilmeyen çoğu kişi onların bu haline üzülebilirdi ama benim umrumda değildi. Onlar bunu çoktan haketmişti.

"Tamam, benim iki tane kırmızı gülüm var."

"Aris en çok sevdiğin çiçek türü gül mü?"

"Aslında tek sevdiğim çiçek türü. Diğer çiçekleride toplayıp kurutuyorum ama sadece renk katsın diye." Başımı salladım. "Bak aklıma ne geldi, arkadaşlarımla buluşacağım ya sende bize katılmak ister misin? Hem değişiklik olur." Biraz düşündü. "Olur katılırım." Heyecanla ayağa kalktım. "Tamam sen hazırlan bende bizimkilere haber vereyim. "

Haber verdikten sonra Aris ile bahçeye çıktık. Biraz bekledikten sonra geldiler. Ama bir kişi eksikti. Pamira yoktu. "Mavi, Pamira nerede?"
Başını iki yana salladı. "Çocuk gibi sana küsmüş." Dedi ve güldü. "Neden küsmüş." Bunu çok merak ediyorum. Çok tatlı biriydi ve çok güzel kalbi vardı. Çokta naif bir kalptı ondaki. "Hep o geliyormuş, sen hiç gelmiyormuşsun. Sen gelmezsen o da gelmezmiş." Dediği şeyle bir kahkaha patlattık.

Ne kadar çocuk gibi gözükse de çoğu kişiye göre daha iyiydi. Hep neşesi yerinde ve heryere pozitif enerji yayıyordu. Bu da insanları ona çekiyordu. "Nasıl barışacağım peki?"

"Onun yanına git ve ona sor."

"Hep beraber gidelim o zaman. Bugün Pamira'sız geçmez."

"Bana uyar." Ardından Kayla ve Aris'e soran gözlerle baktım. Onlarda gülerek başını salladılar. "Tamam siz burada bekleyin ben hemen geliyorum." Kayla "Hazırsın zaten nereye gidiyorsun?" Baş parmağımla işaret parmağımı gözüme yaklaştırdım. "Hemen geliyorum." Diye tekrarladım.

Koşarak aramaya koyuldum. Sarayın içinde koştururken Karen'i mutfakta buldum. Yaklaştım. "İşin var mı?"

"Şimdilik yok, ne oldu?"

"Biryere gideceğim." Gideceğim yerlere onu da muhafızım olarak götürdüğüm için anlayıp yerinden kalkmıştı. "Hadi, bekliyorlar." Diyerek kolundan tuttum ve koşturmaya çalıştım. Bu adam ne böyle? Çekiyorum çekiyorum gelmiyor. Neyse en azından kımıldıyor biraz. En son çabalarıma karşılık oda koşmaya başladı. Beraber dışarı çıktık. Arkadaşlarım "Merhaba." Dedi Karen'e. Zaten birbirlerini az çok tanıyorlardı.

Mavi ile Karen önden yürüyüp sohbet etmeye başladılar. Bizde arkalarından araca doğru ilerliyorduk. "Bakıyorum da Karen'e alışmışsın." Başımı aşağı yukarı salladım
"Onla aram çok iyiymiş. Geçenlerde onla ilgili bir anımı hatırladım biliyor musun?" Artık bir çok anıyı hatırlıyordum. Hafızam çoğu anı ile dolmuştu.  "Evet, onunla aran çok iyiydi. Sen yaralanmanın etkisiyle uykuya girince o bir tuhaf oldu. Ama senin için çok üzüldü. Ne kadar belli etmesede gözlerinden anlaşılıyordu. Yeşilinin etrafı kıpkırmızıydı. Aynı zamanda yüzü de öyle, çok uykusuzdu. Deli gibi senin uyanmanı bekliyordu. Belki de annenden bile daha acıyordu içi, kimse anlamıyordu ama."

Sevginin Küle DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin