Özel Bölüm🥳

611 28 5
                                    

Ay ay ayyy nasılsınızz

çok uzun bi aradan sonra tekrardan bu hikayeyleyiz

hadi size iyi okumalarrr canlarım oy verip yorum yapmayı unutmayın


Takımla bizim evde oturuyorduk.Takımdan gidenler gelenler olmuştu.Ama biz hala eski tayfaylaydık lige ara verildiği için hepsi İstanbul'daydık.

Tılsım birden söze girdi"Diyorum ki içsek mi yine eskisi gibi ya votka fondip partile"

"Ben en son sizinle içtiğimde başımıza çok kötü şeyler geldi.Beni buna katmayın"

Konuşan tabii ki Denizdi.Çok büyümüş güzel bir kadın olmuştu.

"Amaaa Deniiiüüzzz"diye ona yakarmaya başladım.O hala benim küçük denizorum.

"Tamam"

"NE WĞDYWPYDWPDUWPDW KOLAY MIYDI BU KADAR"diye gülmeye başladı Merto.

"Merto sakin ol oğlum sakin ol oğlum.Kusura bakmayın aşıları tam değil"

"İRFAN AĞZINA KRAMPON GELİYOR HA"

Asla bu halleri değişmiycekti.

"Yenge ayır bunları ya of"

"Ney ben mi"

"Soy adı kahveci olan ben miyim?"

"Maya sus tamam sus görmezden gel"

bunları tabi ki de gülerek konuşuyorduk.

Kapının alacaklı gibi çalmasıyla hızlıca kaltım.
Biray,Alen,Can ve Berk gelmişti.

Oww tanıtayım size juniorları.

Biray Antalyalı
Alen Güler
Can Kahveci
Berk Bayındır (eda ve altay ın oğlu)

Biray ve Can 10. sınıfa Alen ve Berk 9. sınıda geçmişlerdi.

Eminim sizde beklemiyordunuz bu kadar büyümelerini.

kapıyı açtığımda Alen ve Can boğuşarak içeri girdiler.Ardından insanca Berk ve Biray.

"Juniorlar noluyor be"

"KAHVECİ İRFAN GERİZEKALI ÇOCUĞUNU AL ŞU ÜSTÜMDEN"

"SEN MİSİN GERİZEKALI BEN MİYİM"

"SENSİN İNSAN SÜS HAVUZUNA ATILIR MI?"

"DIŞARI 40 DERECE"

"BUNU GEREKTİYOR MU BE"

Şimdi baktığımda Alen'in üstü başı sırılsıklamdı.Can'ın üstüne de atladığı için onun da bazı yerleri ıslaktı.

Şuan gördüğüm manzara can iki dizinin üzerine çökmüş kendini savunmaya almıştı Alen ise onu boğmaya çalışıyordu(!?)

İrfan gelip Can'ı aşağıdan çekmeye çalışıyordu.
Ben ise sonucu kim kazanıcak diye bakıyordum.Kızına güvenmek bunu gerektirir.

"manyak bırak oğlumu anası gibi deli buda ailecek sıyrıklar bırak"

"OĞLUN BENİ SÜS HAVUZUNA ATTI"

İrfan bu sefer Alen'i çekmeye çalışıyordu ama Can a yarını yokmuşçasına tutunduğu için o da onunla geliyordu.

Alen'de benim gibi ufak tefek bir şey olduğu için süs havuzuna girmesi daha kolay olmuştur diye düşünüp kıkırdadım.

Fakat küçüklüğünden beri ona futbol dışında boks yaptırıyorduk.Kendini korumayı öğrenmesi gerekiyordu çünkü.

"MAYA KIZINI ALIR MUSIN ŞURDAN"

"BAĞRINMA BANA"

"Alen"diyip belinden onu çektim ve kulağına bi şeyler söyledim.Büyük bi gülüş atıp "tamam" dedi ve bıraktı.

"Çok korkuyorum çok korkuyorum"diye sayıkladı Altay.

Biray Alen'in yanına gidip kolunu omzuna attı.

"Aren eksik bi"Dedi Can.TUUFAAAANLAR.

"Tayfa katliam"

"Narkotik şube"

"Ay ne diyolar ne diyolar"diye sayıkladı Merto yüzünü sınavlayarak.

"Yürüyen filozof Mert Hako"diye dalga geçti Deniz

"Şakamatik seniiii"

Birkaç saat sonra çocuklara mutfakta kendimize ise bahçede güzel bir yemek sofrası kurduk.Mutfakta eksikleri tamamlarken Biray konuşmaya başladı.

"Tahminen ne zaman büyükler masasına geçmiş oluruz?"

"İçlerinden birini mezara verince"

"ALEN NE DİYOSUN ÖYLE"diye şakayla bağrındı Eda.

"Alen bu konuyu konuşmuştuk"diye uyardım onu.Sıla'dan bahsediyordum.O hala benim kız kardeşimdi.Ha bu dünyada ha öbür.

"Tamam üzgünüm anne"

"Arda bu kızı az kendine benzeteydin"diye yakındı Gözde yenge.

"Yok yenge ben mutluyum böyle karımdan bi tane daha"diyerek arkamdan belime sarıldı ve boynumu öptü.

"Tarihin gördüğü en mıç mıç çift öğ"diye yanımızdan geçti merto.

"Merto senin konuşmaya hakkın yok"diye cırladım ona.

"sus kız"

Yemek masalarına oturup yemeklerimize başlarken kendimize rakı doldurmuştuk.

Yemekler bittiktrn sonra tabakları toplayıp mezeleri getirmiştik ve tam anlamıyla rakı masası kurmuştuk.

Merto elden ele siga paketini atıyordu.Alen'e hamile kaldıktan ve doğumundan sonra uzun bir süre ne içmiştim ne de yanımda içirtmiştim.Birkaç senedir de sadece böyle ortamlarda içiyordum.

Bir süre sonra ortam çakır keyif olduğunda hoparlörden şarkı açılmıştı.

Hep bir ağızdan şarkı söylerken eskiden yaşadığımız kötü şeyler bu güne değermiş diye geçirdim içimden.

Arda ile masadan kalkıp havuz başına oturmuştuk.Başımı omzuna yasladığımda tekrardan 22 yaşında gibi hissetmiştim.

Arda bi anda belimden tutup ikimizide havuza bırakmıştı.Sudan çıktığımızda beni havuzun kenarına yaslayıp burunlarımızı değdirmişti.

"Seni çok seviyorum"dedi ıslanmış saçlarımı geriye doğru atarken.Kollarımı ve bacaklarımı ona dolayıp aynı şekilde cevap verdim. "Seni çok seviyorum"dudaklarımız birleştiğinde hala ilk günkü gibi kalbim atıyordu ve değişmiyceki.Onu ilk günden daha çok önümüzdeki günlerden daha az seviyordum.Bunu da hiçbir şey değiştiremiycekti..


AYAYAYAY

ZORLUK|Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin