22. BÖLÜM- Güneşi Uyandıralım

271 20 2
                                    

Keyifli okumalaaaar. Oy verip yorum yapmayı unutmayın. <3

💚🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💚🖤

"Gölgem gibi peşimi bırakmayan o eski acı yine üzerime çöküyordu. Eskisi gibi Zeze olayım, bir şeker portakalı fidanı edineyim, Portekizlimi bir kez daha kaybedeyim öyle mi?

Güneşi Uyandıralım - Jose Mauro De Vasconcelos

Emre KURT (KANDEMİR)'un anlatımıyla;

'Hayat insanı bazen öyle bir noktaya getirir ki, kimseye zararın olmamıştır ama sen ziyan olmuşsundur.' Ben kardeşim gibi çok fazla kitap okuyan birisi değildim lakin elimden geldiğince anlamlı sözleri okurdum. Şu an da gecenin bir yarısında okuduğum bu söz La Edri'ye aitti ve benim için anlamı büyüktü.

Küçücük, yeni doğan bir bebeğin kime ne zararı olabilirdi. Ben kimseye zarar vermemişken, ziyan olmuştum. Hem de doğduğum andan itibaren. İşte hayat böyleydi. Böyle bir yerde yaşamak kolay değildi.

İnsan kendi günahlarının bedelini öder derler, ama aynı zaman da yeni doğan bir bebeğe de günahsız bir sabi demezler mi?

Ben kimin günahının bedelini ödüyordum?

İçimde ki kasvet ile beraber saate baktım. Saat gece dörde geliyordu ve ben hala uyuyamıyordum. Bu gidişle de uyuyamayacaktım zaten çünkü kız kardeşim bir kaç metre ötemde ki bir odada, benim onun abisi olduğumu bildiğini bilirken nasıl uyuyacaktım ki? Gidip ona doyasıya sarılıp kardeşim demek varken nasıl uyuyacaktım?

Kapımın çalışı ile kalbimin atışı da hızlandı. O olabilir miydi? "Gel..." dediğimde aralanan kapı da ki kişiyi görünce ofladım. Kardeşimi görmeyi tercih ederdim. Gelen kişi Fırat'tı. Aslında bu durum da ve bu saatte uyuyamayacağımı bilen tek kişi oydu. O yüzden biraz fazla heyecanlanmış olabilirdim.

İçeriye girip kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yasladı. "Yarın, Cizre'ye gitmek için kendine geçerli bir neden bulsan iyi edersin (!)"

"Anlamadım?"

"Diyorum ki yarın Dicle'nin, Cizre de bir işi varken ve onu oraya ben bırakacakken geçerli bir neden bularak senin de bizimle gelmen lazım."

Boş boş kirpiklerimi kırpıştırdım ve koyun can derdinde kasap et derdinde atasözüne uygun olarak çok yerinde bir soruyu ona yönelttim. "Neden kız kardeşimi Cizre'ye sen götürüyorsun?!"

Ciddi misin diye sorgulayan bakışlarını bana gönderen sevgili devrem'ime gayet ciddi bir şekilde bakıyordum. O ise ne kadar ciddi olduğumu anlamış olmalı ki gözlerini devirdi ve "Ben burada seni ve kardeşini nasıl aynı ortam da tutarım diye düşünürken, ki çünkü bu gidişle sizin hiç bir halt edeceğiniz yok, senin derdin gerçekten bu mu? Helal olsun ya (!)"

YAVRU VATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin