48.bölüm:Karnı tok yalanlar

5.7K 321 13
                                    

Hayat insana nereden vuracağını çok iyi biliyor gerçekten. Nerde canın yanıyor ise onda en dibine batırıp çıkartıyor ve sen hiçbir şey yapamıyorsun. Elin kolun bağlı kalakalıyorsun.

İçimdeki öfke hiçbir şey ile dinemezdi artık. Savaş'ın cebindeki anahtarı çıkartarak hemen arabaya binerken bunun bedelini ödemeye kararlıydım.

Hazar Yamanın gerçek babam olduğunu, Annemin ise beni terk ettiğini yeni yeni hatırlamaya başlıyordum artık. Bana annelik yapan başka bir kız vardı. Çok gençti. Ben hâla beş yaşlarında falanken bana annelik yapmaya çalışıyordu. İyice düşündükten sonra onun küçük gelin olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladım. Hazar ağa ile berdel olan küçük gelin. Annem de Mavi idi belki de. Zaten onun ilk ve tek aşkıydı. Başka bir cevap gelmiyordu aklıma.

Küçük gelin olarak başkasına verilmeye çalışıldığım günü de hatırlamaya başladım. Şu çok kıymetli dedem Sefer Yaman'a rağmen babamın beni korumaya çalıştığı günü.

Arabayı kenara çekerek derin bir nefes aldım. Bugün hesap sorma zamanıydı. Bana bunca zaman çektirdiler her şeyi tek tek ödeyeceklerdi.

Arabadan inerek konağın önünde durdum. O an tüm o yaşanılan şeyler gözümün önüne geldi. Silah patlatarak burdsn çıkmaya çalıştığım zamanlar, uçurumda haykırarak söylediklerim şeyler ve Savaş'ın oyunları...

Birden bire dolan gözlerimi silip burnumdan soluyarak kendime gelmeye çalıştım. " Sana da sıra gelecek Savaş Efeoğlu. Ah pardon pardon Acar Soyman. Sen de bunun bedelini ödeyeceksin. Ama senden önce..."

Elimdeki silahı çekerek havaya üç el ateş ettim. Silah sesiyle bir şeylerin devrilme sesi geliyordu bile. Fakat bu onların için daha başlangıçtı.

" Yaman ailesi, çıkın! Çıkın ve tek tek hesap verin! Benden aldığınız her şey için bedel ödeme vakti. Şimdi!"

Hiddetle açılan kapının ardındskinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.

" Sen ne yaptığını zannediyorsun lağım faresi!"

Sefer ağa tam da tahmin ettiğim gibi bana tokat atmak için yaklaşırken başının ortasına nişan alınan silahla bir an durarak dehşetle bana baktı. Tıpkı onun gibi diğerleri de bana dehşetle bakıyordu. Tabii, onlar için benim gibi bir korkağın buna cesaret edeceği akıllarının ucundan bile geçmiyordu.

" Sen...sen ne yaptığını zannediyorsun? İ...indir o silahı."

Bir anda dili tutulan Sefer Yaman, görmek istediğim bir manzaraydı.

" Benden çaldıklarınızı geri almaya geldim. Benim geçmişimi, babamı her şeyimi!"

" Kızım gel içeri sakince..."

"Sakın!..sakın bir adım bile atmaAA!"

Hayriye teyze ve diğer çalışanlar da bize korkuyla bakarken, ben ise kararan gözlerimle hayatımı mahveden aileye bakıyordum.

"Sizden öyle iğreniyorum ki."

Sefer Ağa'nın gözlerine öfkeyle bakarken, içimde bir gram korku kalmamıştı. Onu şuracıkta öldürebilirim. İçim öyle ki intikam ateşiyle dolup taşmıştı ki, her şeyi gözden çıkarmıştım. Hem de her şeyi.

ÇilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin