25.bölüm: Soylu

72.6K 3K 349
                                    

Kendine gelip balkonadan içeri geçtiğinde bir süre sessizdi. Kenara geçip benim her zaman yattığım tarafa uzandığında bir an afalladım. Sonra diğer tarafa uzanarak bıkkınca bir soluk aldım. Uzun süre ikimiz de tavana bakarken, bir an gülümseyip tekrar oturarak Savaş'a döndüm.

Ben Savaş'a haylazca gülümseyerek bakarken, o ise bu ani değişikliğime anlam vermeye çalışıyordu. Ben uzun süre sinsice gülümserken, Savaş ise en sonunda dayanamayıp bıkkınca ayaklanarak ne oldu diye sordu. Ben de nihayet beklediğim soruyla kalkarak cevap verdim.

"Savaş ne istersem yapacaksın. Öyle değil mi?" Korkarak bana baktığında dâha çok keyiflendim. "Ayaklarımı ovala ve sonra sıcak su getir bakalım."

" Ne! Hayatta olmaz! Koskoca ağayım ben. Başka bir şey iste. Bunu geç!"

" Allah Allah! niyeymiş? O erkeklik onurun mu incinir?"

"Başka bir şey iste!"

Kollarımı bağlayarak imâyla konuşmaya başladım. " Esra'ya ayaklarını yıkatırken bu kadar merhametli değildin ama."

"O da kaşınmıştı, emin ol!"

" Sen de kaşınmıştın hatırlatayım... gel seninle iddiaya girelim diyen ben değilim."

" Hay aklıma tüküreyim! Bunu niye dediysem zaten!"

" Neyse neyse kalsın boşver. Zaten bunu beceremezsin."

" Beceremez miyim? Hıh! Zaten hamileyim diyen bir yalancının da ayaklarını yıkamaya niyetim yok."

" Sensin yalancı! Benim yalanım sayesinde kurtulduk! Hatırlatırım."

" Her neyse konuyu kapatalım artık. Geç oldu zaten."

" Konuyu kapatmak gibi bir niyetim yok. " Yanına yaklaşıp konuşmaya devam ettim.

"Beni hafife almayacaksın Savaş ağa."
Bunu demem ile birden gülümseyerek yanıma yaklaştı. "Bence de seni hafife almamalıyım." Neden bilmiyorum ama istemsizce yutkunmuştum. O ise konuşmaya devam etti. " İddiayı ben kazansaydım, ne yapacağımı tahmin bile edemezsin."

Ona ürkerek baktığımda kazandığım için şükrediyordum. Anamdan emdiği sütü burnumdan da getirebilir di.

Çilemcim sen de gayet iyi biliyorsun ki, anandan dâha çok burnundan getiremez.

" Ben bir üstümü değiştireyim." Diyerek, hemen kaçar gibi ayaklanıp, gardrobumdan elbise alarak banyoya girdim. Soluk soluğaydım. Neden bu adamla göz göze geldiğimde nefesimi tutmak zorunda kalıyor gibi hissediyorum. Adam resmen beni manipüle ediyordu.

Kalbim sende yavaşla artık! Ne diye gareyane geliyorsun anlamıyorum ki!

Derin bir soluk alarak üstümü değiştirdım. Sonra banyonun kapısını usulca açarak etrafa kolacan ettim. Kimse oda da yoktu. "Bu adam birden bire nereye gitti böyle?" Diye kendi kendime sorarken kenardan gelen bir ses ile yerimden zıpladım.

" Ordan manzara güzel mi?" Zıpladım yerden tiz bir çığlık atıp, dilimi damağıma bastırırken ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir süre şaşkınca bakarken, birden kendime gelerek sinirle konuştum. "Ödümü kopardın! Dan diye çıkılır mı insanın karşısına!"

Kolları bağlı halde, sırıtarak beni izlemeye devam etti. Ben ise hâla öfkeyle ona bakarken, yaslandığı duvardan ayrılarak yanıma yaklaştı. "Söyle bakalım, banyodayken düşünebildin mi vereceğin cezayı?"

" Hâla aklıma gelmedi ama emin ol bulacağım. Senin istemediğin bir şey bulucam.

Ciddiyetle bana bakarken biraz dâha yaklaşarak konuşmaya devam etti. "Anneme çok benziyorsun."

ÇilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin