Rüyaların hülyasından çıktığımda ayaklanarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkıyarak üstümü değiştirdiğimde, dışardan gelen bağırış sesleri ile bir an irkildim.
Neler olduğunu anlamak için dışarı çıktığımda büyük bir sorun olduğu her halinden belliydi. Dedem, geldiğim sırada amcamlarla konuşmaya devam ederken Osman amcalarla ilgili bir sorun olduğunu anladım. Çünkü dedem, Osman amcaya saydırıp duruyor, bütün kinini kusuyordu.
Demiştim ya, dedemin öfkesi çok kötüdür. Bir şeye sinirlendi mi durduramazsınız onu.
Dedem daha fazla öfkelenince babamlar çaresizce ne yapacaklarını saşırmıştı. Tek yapabildikleri şey Sefer ağayı yumuşatmak calışmaktı. Tabii bunda pek başarılı oldukları söylenemez. Sonradan bir toprakkavgası olduğunu anlamıştık.
Bu olay akşama kadar devam etmişti ve bütün Ailenin huzurunu bozmuştu. En az dedem kadar Osman amcam da inatçı biriymiş. Hiç kimse sakinleşmek aklından bile geçirmiyordu.
Aradan nerdeyse bir hafta geçmişti ama iki taraf nerdeyse kanlı bıçaklı olmak üzerelerdi. Bu olay iki ailenin korkusunu her geçen gün arttırıyordu. Neden bu kadar uzattıklarını da anlayamiyordum. Orta yolu bulsalar belki sakinleşirler ama yok, ikisi de gurur yapmıştı.
Tek sorunumuz o değildi. Aradan geçen bir haftanın ardından, kuzenim Ahmet'in Efeoğullarının kızına aşık olduğunu da öğrendik. Tabii bunu öğrenen sadece amcam ve evdeki kadınlar olmuştu. Kimse bunu Dedeme söylemeye cesaret edemezdi. Çünkü bu iki çınarın dâha çok öfkelenmesine sebep olacaktı.
Bir kaç gün sonra iş iyice ciddiye binmişti. Ahmet babasıyla bu konuyu tartışmaya kadar götürmüştü. Hepimiz avlunun ortasında toplanırken, amcamın Ahmet'i dövmemek için gösterdiği çabayı görebiliyorduk.
" Lan! Sen Salak mısın? Yoksa Salak numarası mı yapıyorsun! Oğlum nerdeyse kan davası çıkacak görmüyor musun?"
" Baba, bak ben Zelişi çocukluğumdan beri tanıyorum. Onu çocukluğumdan beri seviyorum baba. Ondan vazgeçmemi bekleme."
" Lan Mal! İki aşiret ağası birbirine bilenmişken çocuklarını verirler mi sence? Osman ağa bunu duyarsa kafana sıkar oğlum. Anlamıyor musun sen?"
" Sen ne derse de baba, ben Zeliş'i seviyorum ve ondan vazgeçmeye niyetim yok."
Bunu diyerek hızla dışarı çıkıp, kapıyı ardından çarpmıştı. Amcam ise bu tavrıyla iyice strese girerken hepimiz endişeyle koluna girerek oturtmaya çalıştık. Zavallı Adam oğlunun bu inatçı tavrıyla çok kötü olmuştu.
"Sakin ol Selim elbet sakinleştiğinde yine konuşursunuz, gençtir çabuk öfkelenir." Yengemin sözleri, amcamı ikna etmese de başını sallayarak onay verdi. Yengem de en az onun kadar korksa da kocasına moral vermek zorunda olduğunu biliyordu.
Amcamın omzunu sıvazlayarak ben de moral vermeye çalıştım.
"Yengem haklı amca, hem sende bilirsin Ahmet'in öfkesi saman alevi gibidir. Hemen söner".Zara " Umarım." Dediğinde sinirle ona bakarak gözlerimi belerttim. Bazen kuzenimin de hiç ayarı yoktu.
Bu karışıklık nasıl düzelir bilmiyordum ama iyi sonuçlanmayacağı kesindi.
Aradan iki gün dâha geçerken Ahmet eve gelmemeye başlamıştı. İşin bir diğer kötü tarafı, dedemin bunu öğrendiğinde olayların iyice sarpasaracağı. Dedem bunu öğrendiğinde Ahmet'in yerinde olmayı hiç istemem doğrusu.
Dedemin öfkesi, biz kuzenleri çok korkuturdu. Dedem çabuk öfkelenen birisiydi ve yaramazlık yaptığımızda burnumuzdan fitil fitil getirirdi. Özellikle de bana çektirirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendi...