b u l l y

364 31 80
                                    

"Hah, zorbama bak. Altımda kıvranıyor."

Seme: Sunghoon
Uke: Jake

...

Jake okulun popüler ve 'kötü' çocuklarından birisiydi. Her ne kadar güzel bir yüzü, küçük bir fiziği olsa bile kendisini insanlara kötü çocuk olarak tanıtmayı başarmıştı. Teneffüslerde genellikle arkadaşlarıyla gezer ve ona hiçbir şey yapmamış öğrencilere takışır dururdu. Özellikle Sunghoon'a.

Sunghoon ise okulda az çok tanıyordu çünkü mükemmel bir yüze sahipti. Derslerine çalışıyor, kimseden bir şey istemiyordu ama işte Jake vardı. Onu asla tek başına bırakmıyordu. Sunghoon neden olduğunu bilmiyordu ama onun bu hareketleri sinirini bozmaya başlamıştı, bir an önce bir şeyler yapıp onu kıçı üstüne oturtması gerekiyordu.

Yine bir teneffüs Sunghoon elinde kitabıyla kütüphaneye doğru ilerliyordu. Proje ödevi için ödünç almıştı ve en sonunda onu kütüphaneye geri vermeye gidiyordu.

Ta ki karşısına kendisinden kısa olan bir beden geçene kadar. Sunghoon gözlerini devirerek Jake'e baktı. Bu sefer tek başına gelmişti ama zaten çevredeki diğer öğrenciler yetiyordu. Sunghoon bütün gözleri üstünde hissetmekten nefret ediyordu, bu yüzden bir an önce kurtulmak için onunla konuşmaya başladı.

"Ne istiyorsun?"

Jake sırıtarak uzun bedene bakıyordu, sonrasında gözleri onun elindeki kitaba kaydı. Gülmeye başlarken onunla alay etmeyi de ihmal etmemişti.

"Yine mi ders çalışıyorsun, bıkmadın mı inek?"

Sunghoon'un karşılık olarak diyecek çok şeyi vardı ama ağzını bile açmayarak Jake'in bileğini tutarak onu peşinden sürüklemeye başlamıştı. Şimdi bütün gözler onların üstündeydi. Kısa olan bedenin kaşları çatılmış, diğerinin tutuşundan kurtulmaya çalışıyordu.

"Bıraksana beni!" Dedi kolunu kendisine çekmeye devam ederken. Sunghoon cevap vermeyerek onu kütüphaneye doğru sürükledi.

İçeriye girdiklerinde Sunghoon masadaki kadına bir şey demeden kitabı bıraktı ve genellikle diğer öğrenciler öpüşmek gibi şeyler yapmak için gittikleri ıssız bölgeye ilerledi. Orada raflar boştu.

Sunghoon, Jake'i boş raflara doğru itti. Kısa olan hemen söylenmeye başlamış, kaşları çatıktı. Neden onu sanki bir oyuncakmış gibi etrafa fırlatıyor, sürüklüyordu? Sunghoon yavaşça ona yakınlaşıyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun, seni aptal?" Jake sinirle soludu, bağırıyordu. Sunghoon kollarını onun beline dolayarak onu kendisine çekti. Kısa olan anında sesini keserken boynunda karşısındakinin sıcak nefesini hissetmişti.

"Kütüphane de bağırılmaz biliyorsun değil mi?" Diye sordu derin sesiyle. Jake nefesinin kesildiğini hissetti, neden bir anda böyle olmuştu. Sunghoon'un büyüsüne kapılmıştı sanki.

"Siktir git, Sunghoon!" Dedi bu sefer ses tonuna dikkat ederken diğeri onun bu haline gülmüştü. Kaşları hafifçe havaya kalkarken Jake'in yüzüne yakınlaştı. Kısa bedenin yanakları hızla kızarıyordu.

"Bir daha kimseye takışmazsan giderim." Bu sefer tatlı bir şekilde gülümsedi yine de zoraki olduğu belliydi. Jake tüm gücüyle onu ittirdi, yakışıklı yüzünü kendi yüzüne yakın bir şekilde görmek onu fazlasıyla utandırmıştı ve daha fazla utanmak istemiyordu.

sex money feelings die Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin