e x

65 17 21
                                    

"Sex with ex?"

Seme: Sunghoon
Uke: Jake

ᯓᡣ𐭩

Jake'den

Sunghoon'dan ayrılalı sadece bir iki ay olmuştu ve hâlâ onu unutamamıştım. En yakın arkadaşım Heeseung, onu unutmam için benimle elinden geldiği her şeyi yapmıştı ama nafile, hâlâ o benim aklımdaydı.

Bugün ise bir bara gitmeye karar vermiştik. Yarın sabah uyandığımda her şeyi unutacak kadar sarhoş olmuştum. Ayakta durmakta zorlanırken Heeseung'un da benden bir farkı yoktu. Yanındaki rastgele bir kızla flörtleşip duruyordu.

Kısa süreliğine ona baktıktan sonra ayağa kalktım ve tuvaletlerin olduğu tarafa yürümeye başladım. Gözlerim kendiliğinden kapanıyor, sağa sola sendeleyip duruyordum.

En sonunda tuvaletlerin olduğu yere varınca pisuvarların birisine tutundum. Önümü zor görürken kemeri açmaya çalışıyordum, belimde hissettiğim ellerle titredim ve kulağıma fısıldayan derin tanıdık sesle kemerimin açıldığını hissettim.

"Sana yardım edeyim, Jakey." Dedi tanıdık ses. Hiçbir şey diyemedim sadece şimdi pantolonumun düğmesini açan ve fermuarını indiren eli izliyordum. El bana yardım etmeye devam ettikçe kendimi daha da eriyormuş gibi hissediyordum. Ses bir daha konuştu.

"Tanımadın mı beni? Olsun... bugün eğlenceli bir akşam olacak." Dedi. Sesin hâlâ kimin sesine benzediğini anlayamıyordum ama sarhoşluğun verdiği azgınlıkla elinin bana dokunuşu o kadar güzel hissettiriyordu ki... Adam kemerimi tekrardan ilikledikten sonra beni kendisine döndürdü. Çenemi diğer eliyle tutarak kafamı kaldırmama yardımcı oldu. Gözlerim onunkileri bulurken hâlâ her şeyi buğulu bir şekilde görüyordum.

"Adımı söyle, Jake." Bir şey diyemedim. Adamın silueti tanıdık geliyordu ama hâlâ çıkaramamıştım. Adam bana kıkırdadı ve adını söyledi.

"Sunghoon. Jake. Ben Sunghoon'um..." Onun yüzüne hiçbir şey bilmiyormuş gibi bakmaya devam ettim. Adı kafamda tekrarlanıp duruyordu. En sonunda onun ismi dolgun dudaklarımın arasından döküldüler.

"Sunghoon..." söylerken sessiz ve yavaşça söylemiştim sanki adının ağzımdan nasıl çıkacağını ve duyalacağını tartmak istiyordum. Sunghoon tekrardan kıkırdadı ve evet anlamında kafasını salladı.

"Sertleştin, sevgilim... Beni hâlâ o kadar çok seviyor musun?" Hiçbir şey anlamıyordum, sanki içtiğim onca içecek bütün beyin reyonlarımı yiyip bitirmişti. Ama sözleri bana sevgilileri hatırlatmıştı bu yüzden sevgili olduğumuzu düşünerek sırıtmaya başladım sanki kendi hayatımdan haberim yoktu.

"Seni çok seviyorum..." Dedim, büyük ihtimalle uyandığımda pişman olacağım kelimeler ağzımdan çıkıvermişti. Mal gibi davranmaya devam ettim, kollarımı onun boynuna doladım ve onun gülümsemeye devam ettim. Sunghoon bana kıkırdayıp duruyordu, onun o damarlı ellerini belimde hissettiğimde konuşmaya başlamıştı.

"Hadi rahat bir yere gidelim." Dedi. Evet anlamında kafamı salladım, ne olacağından haberim yoktu ama yine de kabul etmiştim. Sunghoon beni sürükleyerek bardan çıkardı.

Bir kaç dakika içinde rastgele bir otel odasında nefesimiz kesilircesine öpüşüyorduk. Sunghoon beni duvara yaslamış, bedenini benimkine bastırıyordu. Dilini ağzımın içine sokup çıkarıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sex money feelings die Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin