s e c r e t

394 20 67
                                    

"Park Sunghoon ve menajeri Sim Jaeyun çıkıyorlar mı?"

Seme: Jaeyun
Uke: Sunghoon

Yapmıyıcam dedim de

...

"Dünyalarca ünlü olan şarkıcı Park Sunghoon ve onun bir numaralı menajeri Sim Jaeyun kameralar arkasında çoook yakın olduğu görüntülendi ve duyuldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Dünyalarca ünlü olan şarkıcı Park Sunghoon ve onun bir numaralı menajeri Sim Jaeyun kameralar arkasında çoook yakın olduğu görüntülendi ve duyuldu. Acaba aralarında bir şey mi var?"

...

"Bu ne şimdi ya?"

Gergince olduğu yerde doğruldu Jaeyun. Sırtından kaynar suların döküldüğünü hissetti. Kendisinin Sunghoon'dan hoşlandığı doğruydu fakat aralarında bir şey yoktu. Sadece çok iyi anlaşıyorlardı ve birlikte zaman geçirmekten zevk alıyorlardı. Hem Jaeyun, Sunghoon'un bir sevgilisi olduğunu düşünüyordu.

Bu aklına gelince yeniden üzülmüştü Jaeyun. İlk kez böyle düşünmeye Sunghoon'u gülümseyerek telefona baktığı zaman görünce başlamıştı. Ama kendisini kandırmak istememişti, sonuçta karşısına komik bir video çıkmış olabilirdi.

Başka bir zaman ise onu gizli gizli telefonla konuşurken yakalamıştı. Karşı taraftaki kişiye canım, bebeğim gibi kelimeler kullanmıştı ve Jaeyun kıskanmadan edememişti.

Sunghoon'a aşık olup ona duygularını açamamak Jaeyun'un üstünde bir ağırlık olarak kalmıştı. Hem Jaeyun onun menajeriydi, kimse asla ezik görevlisiyle sevgili olmak istemezdi.

Jaeyun yine bu düşüncelerle salonda büyük koltukta dalmış gitmişti. Yanına Sunghoon'un geldiğinin farkında bile değildi. Omzunda bir el hissettiğinde korkuyla sıçrayarak yanına dönmüştü.

"Ah tanrım, korktum."

Jaeyun gözlerini kapatarak arkasına yaslandı, kafası arkaya doğru düşmüştü. Sunghoon gülüyordu, biraz sonra konuşmaya başladı.

"Jaeyun-ah, çok sessizsin. Aklına bir şey mi takıldı acaba?"

Jaeyun ona doğru döndü, kafasını koltuğun başına yaslamıştı. Gözlerini kıpıştırdı, ne diyeceğini bilememişti. En sonunda telefonda gördüğü haber aklına geldi ve onu bahane etti.

"İlişkimiz hakkında yalan yanlış şeyler paylaşıyorlar."

"Rahatsız oluyor musun ki?"

Sunghoon'un tatlı gülüşü, bir anda sırıtışa dönmüştü. Bacaklarını iki kenara açarak Jaeyun'un kucağına oturuverdi. Jaeyun şaşkın bir şekilde dikilirken elleri kucağına oturan bedenin beline gitmişti. Yanakları kıpkırmızı olmuş, hızlı hızlı nefes almaya başlamıştı.

"N-ne yapıyorsun?"

"Soruma cevap ver."

Sunghoon kollarınu karşısındaki bedenin omzuna yerleştirdi. Hafifçe onun suratına yakınlaşmıştı ve halinden memnun duruyordu. Jaeyun ne diyeceğini bilemiyordu, sevdiği beden kucağında oturuyordu ve bu onu deli ediyordu.

"Hayır."

"Güzel."

Sunghoon pis pis sırıtırken kendi dolgun dudaklarını menajerinin dolgun dudaklarına bastırdı. Jaeyun şaşkın bir şekilde kucağında oturan bedene bakarken Sunghoon çoktan onun pembe dudaklarından ayrılmıştı.

"Neden karşılık vermiyorsun?"

"Sadece şaşırdım."

Sunghoon ağzını açtı fakat Jaeyun onun konuşmasına izin vermeden dudaklarını birleştirdi ve onu sertçe öpmeye başladı.

İkilinin dudakları birbirine değerken odada ıslak sesler yankılanıyordu. Kafaları öpücüğü derinleştirmek için sağa sola yatıp duruyordu.

Jaeyun onun dilini emiyor, ara sıra onun dudaklarını ısırıyordu. Sunghoon kıkırdayarak ondan uzaklaştı. Birbirlerine baktılar uzun bir süre. Sanki ikisi de birisinin adım atmasını bekliyordu.

Bunu yapan Jaeyun olmuştu.  Üstündeki bedenin boynuna eğilmiş, oraya hafif öpücükler bırakmaya başlamıştı. Çok geçmeden bu öpücükler hırçınlaşmış ve Jaeyun, Sunghoon'un hassas beyaz tenine izler bırakmaya devam etmişti.

Jaeyun'un damarlı elleri Sunghoon'un belini sıvazlıyordu, beyaz tişörtün içine giriyordu ve Jaeyun'un elinin değdiği her yer tatlı bir ahenkle tutuşuyordu.

Sunghoon, geri çekilerek Jaeyun'un üstündeki beyaz tişörtü tuttu, çok geçmeden onun üstündekini çıkardı. Ellerini altındaki bedenin karın kaslarının üstünde gezdirirken bir yandan da gülümsüyordu.

Jaeyun sıkılmıştı, daha fazlasını istiyordu. Sunghoon'un her yerini görmek, ellerini onun her yerinde gezdirip onu gerçekten hissedip hayal etmek.

Sunghoon, sanki Jaeyun'un aklını okumuştu. Ellerini çekerek kendi üstündeki tişörtü çıkarıp salonun başka bir kenarına fırlatmıştı.

Jaeyun anınında onun beyaz tenine yönelmiş ve istediği yerlere mor, kırmızı izler bırakmaya başlamıştı. Sunghoon, tenine değen dili hissettikçe inliyordu. Yavaşça zıplamaya başlamıştı, bu ikisininde seslice inlemesine sebep olmuştu.

"Hadi Jaeyun-ah, sende istiyorsun. Biliyorum."

Jaeyun iç çekti, pantolonunun düğmesini fermuarını açtı. Sunghoon heyecanla ayağa fırlamış, kendi altındakileri çıkarmaya başlamıştı.

Jaeyun şimdi çıplak bir şekilde Sunghoon karşısında bekliyordu. Küçük olan diğerinin kucağına çıktı. Altındaki bedenin penisini tutarak onun üstüne oturdu.

Jaeyun inleyerek onun belini tuttu, ona oturmasında yardımcı oldu. Sunghoon altıştığında hiç beklemeden zıplamaya başladı.

Her geri oturduğunda Jaeyun'un ağzından bir mırıltı çıkıyordu. Tenlerinin çarpışma sesleri odada yankılanıyordu.

Sunghoon gözlerini kapatarak kafasını Jaeyun'un omzuna koydu ve hızla devam etti. Jaeyun sıkıcı onun belini tuttu ve daha da hızlanmasını sağladı.

Bir kaç dakika içinde ikisi de boşalmıştı.

...

ARKADAŞLAR

SIKILFIM

ARTIK UKE JAKE.

sex money feelings die Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin