sex money feelings die

s k i r t

"Sevişelim her gün, canla başla..."

Seme: Sunghoon
Uke: Jake

Sunghoon'dan

Koltukta oturmuş, zamanın gelmesini bekliyordum. Çoktan hazırlanmıştım. Jake ile buluşmaya karar vermiştik, neredeyse bir haftadır işlerimden dolayı sevgilimle görüşemiyordum.

Saate baktım, çıkmaya karar verdim. Ona sürpriz yapabilirdim. Telefonumu, cüzdanımı ve anahtarlarımı alıp evden çıktım. Siyah arabama doğru yöneldim.

Biraz sonra Jake'in evinin önüne arabayı park etmiştim. Jake beni çok bekletmeden dışarıya çıkmış ve arabamı görünce gülümsemeye başlamıştı. Camdan ona bakarken onun bir etek giydiğini fark etmiştim.

Siyah kısa bir etek, üstüne açık kahverengi bir sweat giymişti. Kapıyı açtı ve hemen yanıma yerleşti. Gülümseyerek bana doğru uzandı, kollarını boynuma doladı.

"Seni çok özledim Hoonie!"

"Bende seni özledim, Jakey."

Bende ellerimi onun beline yerleştirdim. Jake benden biraz uzaklaştı. Yavru köpek gözleriyle bana bakıyordu. Dudaklarıma hafif bir öpücük kondurdu ve arkasına yaslandı, eteğini düzeltti.

"Çok yakışmış."

Jake utangaç bir şekilde kafasını kaldırdı ve bana baktı. Yanakları al al olmuştu, böyle çok tatlı görünüyordu. Dayanamadım ve onun yanağına bir öpücük kondurdum.

"Hadi gidelim."

"O-olur."

Jake kafasını yere eğdi. Böyle tatlı ve utangaç davranması çok hoşuma gidiyordu, yüzümde aptal bir gülümseme oluşmasına sebep oluyordu.

İstediğim yere varmıştık. Sahil kenarında bir kafeydi. Hızla arabadan indim ve Jake'in kapısını açtım. Bana tatlı tatlı baktıktan sonra gülümsedi. Onun için uzattığım eli tuttu ve arabadan indi.

İçeriye girdik, girmemizle kapıdaki çan ses çıkarmıştı ve çoğu göz bize doğru dönmüştü. Jake elimi sıktı, herhalde herkesin ona baktığını hissetmişti.

"Gel, şuraya oturalım."

Ellerimiz hâlâ kenetliydi. Onu deniz manzaralı bir masaya doğru götürdüm. Oturması için sandalyeyi çektim, Jake kıkırdayıp teşekkür etti ve yerine oturdu. Bende onun karşısına geçtim. Sohbet etmeye başladık.

Kafeden çıkardım onu, çünkü neredeyse herkesin Jake'i izlediğini hissediyordum. Birlikte bir alışveriş merkezine girdik. Gezdiğimiz süre boyunca elimi bırakmadı.

Bir mağazaya girmiştik, Jake elindeki sarı bir eteği bana gösterdi.

"Nasıl?"

"İğrenç."

Dedim bıyık altından sırıtırken, ona sataşmak istemiştim. Ama Jake ciddi anlamış olacak ki elindeki eteği yerine geri bırakmıştı. Kaşlarımı çattım, onun bileğini tuttum.

"Dalga geçiyordum, beğendiysen alacağım Jakey."

"Sevgilimin beğenmediği şeyi neden giyeyim?"

Elini omzuma yerleştirmiş, imalı gözlerle bana bakmıştı. Bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Sabahtan beri hareketleriyle beni deli ediyordu. Dokunuşları, sözleri sanki bilerek yapıyordu. Onun elini tuttum ve hızla alışveriş merkezinden çıktık.

.....

Eve zar zor varmıştık. Kapıyı kapadığım gibi Jake'i duvara ittirdim ve dudaklarına kapandım. Jake kollarını boynuma doladı.