(5):Karmaşık

63 9 6
                                    

Yakınlık ,sadece uzak kavramının karşıtıydı...

10.03.2024

Sabahın ilk ışıkları pencereden odama vuruyordu,yatağımda uzanmış bir haldeydim

İyi de sanki uyuyakalmıştım en son, odama geldiğimi hatırlamıyorum.Bu konuyu daha fazla kurcalamadan, elimi yüzümü yıkamaya gittim,ardından aşağıya indiğimde mutfaktan enfes yemek kokuları burnumda tütüyordu, mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara şaşırtmıştı,çünkü Annem mutfakta yemek yapıyordu.Normalde yemekler evin yardımcılarından biri olan Gülnihal abla tarafından pişiriliyordu. Merakla anneme,

-"Oo bu hazırlık'ta neyin nesi? Üstelik yemekleri de sen pişiriyorsun"

Heyecanla konuşmaya başladı annem,

-"Atlas sınavı kazandı,bu gece için hazırlık yapacaz"

"Hayırlı olsun o zaman,onun adına sevindim"

Atlas bu eve çok küçükken gelmişti babam, mehmet selim özdemir tarafından.Ailesinin vefat ettiği söyleniyordu.Yetim bir çocuktu,Bu sebeple onu evlat edinen Mehmet selim özdemir, onu kendi büyütmüş,buralara kadar getirmişti. Ve artık bu ailenin büyük bir parçası olmuştu.

" Ooo günaydın millet"

Bu ses çağrıdan'dı

-"Günaydın oğlum"

Çağrı mutfakta ki yemekleri görünce gözleri fal taşı gibi açılırken,

"Allah razı olsun atlastan valla ya çok seviyorum onu" dedi.

Ceylin kahkaha atarak,

"Sayesinde güzel yemekler yapıldığı için değil kesinlikle"

Alev,

"Tabi canım ,kessin değil"

Diye dalgasını geçerken bu sefer de nil araya girdi.

" Ya bi azıcık susun başım ağrıyor yeter"

Diye sinirle konuşmasından sonra, Ateş çok geçmeden cevabını yapıştırdı,

"Sen 7/24 konuş işin bitince de, soson ortok de zaten tamam"

diye onu taklit edince
Nil'in sinirden gözü döndü ateş'e yumruklarını savurarak dövmeye başlayınca

"Lan, dur kızım zaten elin ağır!"

Ateş kolunu tutarak bi yandan gülüyor, bir yandan da nilden kaçmanın yollarını arıyordu.
Diğerleri ise bende dahil onları gülerek izliyorduk.

Çağrı ise hiçbir şey olmamış gibi kimseyi takmadan yemekleri afiyetle yemekle meşguldü, en son annem,

-"Çağrı oğlum yeter doyurma kendini akşama yersin artık"

-"Tamam bu son"

Çağrı üzülerek son lokmayı'da yedikten sonra ordan uzaklaşmıştı sonunda.

Masaya geçip kahvaltımızı yaparken Nil,

-"Açelya bugün çarşıya çıkacaz, kahvaltıdan hemen sonra hazırlan"

Bu kavurucu sıcakta, hemde bu saatte!

"-Bu sıcakta mı"

Diye söylendiğime hiç aldırış etmedi sakin bir tavırla,

'Bir şey olmaz ya ,takılacaz işte"

İstemeye istemeye kahvaltımı yaptıktan sonra hazırlanmak suretiyle odama çıktım. Dolabımı açıp beyaz bol bir t-shirt ve siyah bir eşofman seçtim. Hava belirsiz olduğundan üzerime siyah bir ceket aldım.Ayna karşısına geçip son dokunuşları yaptıktan sonra saçımı tarayıp aşağıya indim,

"Ben hazırım!"

Diye seslendim.Hemen arkasından ceylinin sesi geldi

"Yuh ben daha ne giyeceğimi seçemedim bile!"

Alev ise "tamam az kaldı birazdan ineceğim"

Beklemekten sıkıldığımda alevin odasına gittim beni gördüğünde

"Gel otur açelya"

Odasına girdim , Benim'kinin aksine odası renkliydi. Odasında bulunan tek kişilik koltuğa oturup onu beklemeye koyulduğum esnada düşüncelere dalmıştım,merak ettiğim çok şey vardı kafam her gün bunların etkisi altında ki düşüncelerle eziliyordu.Mesela, Bana çarpan kişi yakalandı mı?, önceden neler yapıyordum?,veya ne bileyim ,Arkadaşlarım var mıydı?
Bunları düşünürken kaşlarımın kendiliğinden çatıldığını farketmemiştim,

"Ne düşünüyorsun öyle sinirli sinirli"

Diye soran alevin sesiyle,hemen kendime geldim.

"Ha yok bir şey dalmışım işte"

"Merak ettiğin birşey varsa söyle ablacım"

"Aslın da bir sürü var"

"Birinden başla"

En merak ettiğim soruyu sordum

"Bana çarpan kişi yakalandı mı?"

Alev önce yutkundu sonra bana baktı,yüzünde ki duygu değişimi fazlasıyla belliydi.Tekdüze bir cevap vermişti,

"Hayır"

"Bana çarpan herif dışarda bir yerler de öyle mi?"

"Bak açelya bunu sana kim yaptı henüz bilmiyoruz sana çarpan kişi hala aranıyor eminim yaklanacaktır"

"3ay geçti,dile kolay 3Ay hala nasıl yakalayamazlar?"

"Çok üzgünüm açelya sana çarpan şahıs kendinden hiçbir iz bırakmadığı gibi sahte plaka kullandığı için tespit edilemedi"

"O piç yüzünden, hayatımın yarısını hatırlayamıyorum,belki de hiç hatırlayamayacağım."

Sinirle konuşurken, ağlamamak için zor tutuyordum.Ne yapacağımı bilemez haldeydim,her yer üstüme üstüme geliyordu,her şeyden soyutlanmayı seçmiştim sanki.

Alev konuşmaya başladı beni rahatlatmak için

"Öyle deme açelya iyileşeceksin sana söz veriyorum"

Alevinde gözleri dolmuştu ama belli etmemeye çalışarak bana sarıldı,

"Gel elini yüzünü yıkayalım"

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayınca kendime gelmiştim.Aynadan kendime baktım ve hırsla şunları söyledim,

"Bana bunu yapanın sonunu kendi ellerimle getireceğim"

Oylamayı unutmayın eheheheh

































Kod Adı: ALTÜSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin