Yeonjun odasında yerinde yayılarak oturuyordu. Yanında lisa bir kaç dosyaya son bir kez göz atıyordu
"Bay Kim, bay Hwang 5, 10 dakikaya gelir"
"Tamam ozaman Soobini çağrırmısın"
Lisa duyduğu isimle göz devirmiş ama Yeonjuna farkettirmemeişti.
"Tamam izninizle"
Diyip önünde eğilmişti.
Odadan çıktıktan sonra Soobinin çalışma masasının yanına gitmiş ama orda olmadığını görmüştü. Kainin masasının orayada gitmişti ama bulamamıştı.
'Nerde bu lanet olası adam' dedi içinden.
Yanından geçen bir adamı gördüğünde onu durdurmuştu.
"Soobinin nerede olduğunu biliyormusun"
"Ahh evet en son Kai ile birlikte aşağıdaki kafedelerdi."
"Tamam sağol"
Hemen asansöre binmiş kafenin katına basmıştı. Kafeye gelince bütün masalara bakmıştı. Acele ediyordu çünkü bay Hwang her an kapıda olabilirdi.
Sonunda gördüğü bedenle derin bir nefes alıp vermişti. Yorulmuştu.
Hemen yanına gitti.
"Soobin bay Kim seni çağırıyor"
Soobin duyduğu tiz sesle oraya dönmüştü. Gördüğü kişiyle yüzünü ekşitmişti. Lisada ondan farksızdı.
"Tamam ben sonra gelirim"
"Sonra olmaz bay Hwang birazdan gelecek ve seninde bay Kim'in yanında olman gerekiyor"
Soobin göz devirmişti."Tamam tamam kalkıyorum. Sonra görüşürüz Kai~"
"Görüşürüz Bin- Yeonjunun yanından ayrıldıktan sonra bana mesaj at"
"Tamam"
Soobin sandalyesinden kalkmış asansöre doğru lisayla birlikte yürüyordu. Tabi aralarına mesafe koyarak gidiyorlardı.
Asansöre geldiklerinde ikiside hiç konuşmamıştı. Soobin telefonunu cebinden çıkarıp sosyal medyada gezmeye başlamıştı.
Asansör sonunda durduğunda Yeonjunun odasına ilerlemişlerdi.
Lisa kapıyı açmış Soobinin girmesine izin vermişti.
Bu hareketine karşılık Soobin biraz olsun şaşırmıştı. Kafasını Yeonjun a doğru çevirmiş. Göz göze gelince hemen kafasını geri çevirmişti. Kapının biraz ilerisinde olan koltuğa doğru ilerledi.
(Oda böyle gözüküyor)
Koltuğa oturup ayak üstüne ayak atmış ve elindeki telefonuyla uğraşmaya devam etmişti.
"Lisa sen aşağıya in Hwang Hyunjin gelirse onu odama yönlendir"
"Tamam"
Yeonjunun önünde eğilmiş ve dışarı çıkmıştı.
"Bebeğim gel bu koltukta otu orda çok uzaktasın"
Soobin hiç takmamıştı telefonundan kafasını bir santim bile kaldırmamıştı."Hadi ama aşkım bana trip atma"
Ayağa kalkmıştı ve minik bedenin yanına gidiyordu.
Önüne geldiğinde eğilmiş Soobinle aynı hizaya gelmişti.
"Birtanem"
Soobin hala kafasını kaldırmamış telefonuyla uğraşıyordu.
"Soobin sana diyorum beni dinliyormusun"
Yeonjun sinirlenmeye başlamıştı. Aniden telefonu Soobinin elinden çekmiş arkasına saklamıştı.
"Sana diyorum"
"Ne istiyorsun benden ver telefonumu"
"Sana bu koltuğa otur diyorum"
Eliyle masasının önünde bulunan koltuklardan birini işaret etmişti
"Sanane be istediğim yerde otururum sanamı soracağım"
Yeonjun başını geri atmış sabır diliyordu.
"Şu koltuğa otur kalk hadi"
Yeonjun Soobinin kolundan tutmuş onu kaldırmıştı.
"İstemiyorum dedim bırak beni"
Elinde olan kolu hiç bırakmamıştı onu koltuğa güzelce oturtmuştu.
Yüzünü yaklaştırmış Soobini öpecekken Soobin geri çekilmişti.
"Bana sakın birdaha dokunma"
Sesinde hem kızgınlık hemde kırgınlık vardı.
Yeonjun bunu anlamıştı başını eğmişti.
"Özür dilerim bazen kendini kaybediyorum ama bunu bırakacağım bana güvenebilirsin"
"Sana en son iki yıl önce güvenmiştim o günde bana evlenme teklifi ettiğin zamandı. Zaten o günden sonra sana güvenmemeyi öğrendim. Sen iğrenç bir adammışsın. Senden nefret ediyorum."
Yeonjun un ağzı açık kalmıştı gözleri dolmuştu. Gerçekten böylemi düşünüyordu. Buralara kadar nasıl gelebilmiştiler. Soobin ondan artık hoşlanmıyormuydu. Bu doğrumuydu. Yada bir anda olan sinirdenmi söylemişti.
Gözlerindeki yaşları yanağından aktığını hissetmişti hemen onları sildi elindeki telefonu Soobinin kucağına geri koydu.
Yavaşça yerine doğru ilerledi eliyle yüzünü kapattı sakin olmaya çalıştı. Derin nefes alıp veriyordu.
Soobin ise laflarının ne kadar ağır olduğunu farketmiş başını eğmişti.
Kafasını Yeonjuna çevirdiğinde sessizce ağladığını görmüştü. Kafasını eğmiş parmaklarına bakıyordu Hıçkırıkları dışarı gitmesin diye dişleriyle dudaklarını eziyordu. Daha sert olsa kanayacaktı. gözlerinden ise damlalar düşüyordu. Aynı küçük bir çocuk gibi.
Soobin ilk defa Yeonjunun bu kadar kötü olup ağladığını görmüştü.
Sanki içinde bir yerlerin acıdığını hissetmişti. Bakamıyordu geri kafasını önüne çevirmişti. Eğer bakmaya devam ederse oda ağlayacaktı bunu biliyordu.
"Ağlama bay Hwang gelecek"
Yeonjun başını geri kaldırmıştı. Eliyle gözlerini geri silmiş masasının üstündeki peçeteden alıp burnunu silmiş ardından yanında bulunan çöp kutusuna atmıştı.
"Haklısın"
Dedi üzgün bir şekilde.
Soobin kafasını sallamıştı yukarı bakamıyordu utanıyordu. En iyisi Hyunjin gelene kadar böyle duracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıskanç Kocam✔ ~Yeonbin~
FanfictionYeonjun: O adama niye o kadar yakındın Kim Soobin!!! Soobin: Yeonjun lütfen şu kıskançlığını bir kenara at Yeonjun: KES SESİNİ... eve git Ficin Yeonbin versiyonunu yazmama izin veren @xxx_BadTrip e çok teşekkür ederim 💓