Bölüm şarkıları;
La course du lievre a travers les champs ~ Francis Lai
Adoramus ~ Luca Francini
Nocturne ~ Chopin
"İyi ki doğdun Bahar! Ne diledin?"
Neşeyle yanına sokulup gözlerini açarak kendisine bakan küçük arkadaşına gülümsedi Bahar. Üzerindeki mumları saniyeler önce üflediği rengarenk pastasından gözlerini alamıyordu, canlı şeyler onu heyecanlandırırdı ve bugün ona ait olan bu koca partide her şey oldukça renkli ve canlıydı.
Kabarık elbisenin eteklerinden küçük parmaklarıyla tutup iki yana açtı, hemen ardından verdiği balerin selamı, üzerine alkışlar yağdırdığında kendini prenses gibi hissediyordu. Prenses olmaya bayılıyordu ancak evlerinde bitmek bilmeyen bir sessizlik ve henüz anlamlandıramadığı bir karanlık vardı, bu yüzden prenses olmak için doğru vakti hiç bulamıyordu; az önce yaptığı gibi soylu selamları verip yine soylu dansları etmek gibi birçok marifet edinmişti, kendi kendine hep söylenip duruyordu, annesi daha az uyusa en azından daha fazla odasından çıksa, babası eve gece yarıları gelmese o uyanıkken gelse onlara gösterebilirdi nasıl bir prenses olduğunu.
"Sadece beyaz atlı prense söyleyebilirim dileğimi,"
Kendisini merakla izleyen kişinin sorusunu yanıtlarken pastanın yanından ayrılmış, bir sürü çocuğun ve onların ebeveynlerinin doldurduğu evlerinin büyük bahçesinde yürümeye başlamışlardı. Olabildiğince dik yürüyor, biriyle karşılaştığında yalnızca dizlerini büküp hafifçe eğilerek kibar bir selam vermeyi es geçmiyordu. O yaştaki bir kız çocuğunun üstlendiği rolü yerine getirmedeki bu becerisi herkesin yüzünde tatlı bir gülümseme oluşturuyor, tekrar tekrar hayranlık ve takdir topluyordu. İnsanların gözlerindeki parıltılar Bahar'ı daha çok heyecanlandırıyor, bu heyecanla, sık sık anne ve babası etrafta mı, küçük kızlarının nasıl iyi bir prenses olduğunu onlar da görüyor mu diye kontrol ediyordu. Ancak onları pasta üflerken dahi henüz görebilmiş değildi.
Yanında onunla birlikte yürüyen arkadaşı aniden durduğunda gözleri kocaman açıldı ve şaşkınlıkla sordu: "Senin beyaz atlı prensin mi var!"
"Elbette var," Dedi Bahar kendinden emin. "Dileğimi hep, yalnızca ona söylüyorum."
Arkadaşı heyecanla koluna atıldı, "Hani, hani nerede Bahar? Lütfen bana da göster, hiç gerçek bir prens görmedim, hadi lütfen bana da göster! O burada mı?"
Küçük arkadaşının bu heyecanı ona da bulaştığında vakit kaybetmeden sevinçle kaldırdı elini; parmağı, tereddüt etmeden kalabalık bir kız grubunun ortasında, üzerindeki yoğun ilgiden bunaldığı her halinden belli olup yine de kibarlığını bozmayarak kızların türlü sorularını cevaplamaktan geri durmayan çocuğu işaret etti. "İşte orada! Beyaz atlı prensim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL
FanfictionGelen sesleri duyuyorum.Boğuk boğuk, gidip geliyor.. Bir inilti çınlıyor kulaklarımda, birileri olabildiğince ıstırap çekiyor. Bir sahne bu, sahnede bir oyun.. Ne sahne benim ne oyun; sahne de onun, oyun da onun. Buradayım, sahnenin arkasında.Bir pe...