4.Bölüm

1.2K 121 79
                                    

Eveet gece saat 04:06 iken bir gece ansızın uğradım size. Açıkçası beni yoran bir bölüm oldu. O yüzden geçişler fazla olmuş olabilir. Ithafımı da yapıp artık uyumaya gidiyorum siz de sabah kalktığınız da okunursunuz artık.
Bu bölüm ıthafımı sevgili fisnelibasbelasi na yapmak istiyorum. Öptüm sizleri.😘.. Umarım yazım yanlışlarım çok olmamıştır. Ve umarım bölümü beğenmişsinizdir :))
Eğer beğendiyseniz yıldızcığa hafif dokunursanız sevinirim..💜

Hadi bakalım
Keyifli okumalar..💕

Karargah
(Karabayır)

"Of Bahar of!!"

Elindeki telefonla sıkkınca koltuğa oturan Fethi'ye benim de dahil olmak üzere bütün gözler çevrildi.

"Ne olmuş Bahar'a?"

Gittiğinden beri Fethi nasıl olduğunu halledip halledemediğini öğrenmek için Bahar'ı arayıp duruyordu. Ancak bir türlü ulaşamıyordu. Şuan ki gibi.

" Daha ne olsun Komutanım! Yaktı başını resmen. Bu sefer tutmazlar onu orda. "

"Annesinin hastanesi oğlum. Bir şey olmaz."

"Inşallah komutanım. Telefonlarımı bir açsa.."

"Yalnız Bahar Hanım cesur kadınmış.Karabayır'a daha geleli kaç gün oldu ki.. Fethi'nin anlattığına göre bayağı da zenginler.Öyle kusursuz bir hayata rağmen iyi yetiştirmiş kendini."

Alaycı gülümsemesiyle düşündü bir an Fethi Ateş'in söylediklerini. Askerliğe ilk başvuru yaptığından beri onun için de böyle söylerlerdi. "Kusursuz bir hayatı bırakıp ne diye asker olmuş ki?" "Öyle kusursuz hayat bırakılır mı?" Şimdi de Bahar için aynısı deniyordu. Bahar'la birbirlerine çok benzediklerini düşünürdü hep. Bu yüzden bu kadar iyi anlaşıp kardeşi bellemişti onu. Dışarıdan görünen kusursuz hayatlarındaki siyah lekelerin bir tek kendileri farkındaydı belki.Fethi yaşadıklarının izini taşırdı hep üstünde ama Bahar ona göre daha güçlü olduğundan belki de , izleri gizlemeyi çok iyi başarırdı..
Sadece tebessüm etmekle yetindi Ateş'e.

Yavuz ise yavaşça ayaklandı. Masada duran telefonuna uzandı. Canı bildiği timine iyi akşamlar diledikten sonra odasına doğru günün yorgunluğuyla adımladı.Kararsızdı.Aramalı mıydı? Yoksa Fethi'nin ona ulaşmasını mı beklemeliydi? Az sonra odasına girince pencerenin önüne doğru adımlarken gözüne takılan Bahar'ın fularıyla duraksadı. Yavaşça ona vermek için bıraktığı yatağının yanında duran "Özgür Şehit" adlı çok severek okuduğu kitabın üzerinde duran fulara uzanıp parmakları arasına aldı. Pencerenin kenarına geçip oturdu. O gece onda kalan bu fuları Bahar'a geri vermeyi unutmuştu. İlk karşılaştıkları geceyi düşündü. Hiç beklemediği anda ve hiç beklemediği yerde tanışmıştı Bahar'la. İyi biriydi Bahar. O gece kendisini gördükten sonra geçip gidebilirdi. Ama yanına gelip kendisiyle konuşmayı tercih etmişti. Sonra ormanda kaldıkları gece mesela.Yine çok daraldığı bir gecede , dinleyicisi olmuştu kendisinin diye düşündü. O geceyi çok değerlendirme şansı olmamıştı Yavuz'un. Uzun zaman sonra ilk defa gerçekten konuşurken anlaşıldığını hissetmişti genç adam. İlk defa buğulu gözleri birini dinlemek istemişti , belki acısını hafifletecek bir şeyler söyler diye. Üstelik Yavuz , Bahar'a neredeyse içini açmıştı. Bahar'ın farklı bir havası vardı. İyi bir dinleyiciydi belki de. Bir kaç gündür tanıştığı genç kadın , tanıştıklarından beri kendisine yardım etmeye çalışmış , onu tüm içtenliğiyle dinlemişti. O ise Bahar'a fazlaca ters gitmişti köyde. Oysa ormandaki gece , o yıldızların altında ne kadar da naif düşünmüştü Yavuz hakkında..

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin