Tüm Pişmanlıklarım

172 26 10
                                    

Keskin bıçak kalın etin üstüne nazikçe değdi.

Derin bir nefes aldı ve bıçağı etin içine doğru daha da bastırmaya çalıştı.

"Aaahh lanet olsun!"

Tekrardan denemek için atılmıştı ki kapı tıklama sesi kulaklarına ulaştı.

Yaptığı bir işten kurtarılmış gibi sevinçle bıçağı tezgaha fırlattı ve kapıya doğru koştu.
Zinciri sürgüye takıp dikkatle kapıyı araladığında karşısındaki dövmeli, görmeyi beklediği en son kişi bile değildi..

Daha yeni ayrılmamışlar mıydı?Bir kaç saat önce kızıllı ve adamları onları beklerken birlikte onlardan saklanmamışlar mıydı?Üstelik saat gece yarısına geliyordu.Bu saatte ne işi vardı ki bu adamın?!

"Selam"dedi dövmeli.
Aralıktan göründüğü kadarıyla her zamanki tebessümünü yüzüne yerleştirmişti.
"Sana sandviç yaptım"diye ekledi ardından.Elindeki içi dolu ekmeği göstermek için hafif havaya kaldırdı.

"Leş kokan bir evde yapılan sandviçi yemeyeceğim"
Dedi sarışın da beraberinde.Tek kaşını kaldırmıştı ama buna tezat dolgun dudaklarda muzır bir kıvrım vardı
Bu da,tavrının dövmeli ile uğraşmak için olduğunun en büyük kanıtıydı tabi.

Dövmeli bıkkınca derin bir iç çekti.
Beraberinde tahta kapı sertçe yüzüne kapandı.
Bu gitmesi gerektiği anlamına mı geliyordu?

Kovulmuş muydu?

Adımları kendi dairesine doğru yönelirken sürgü sesini tekrar duydu.

"Gel hadi"
Sarışının yüzündeki muzır kıvrım büyümüştü.Anlaşılan kapıyı,kilidi açmak için kapatmıştı ama amacı zaten dövmeliyle uğraşmak olmalı ki bunu yaparken ona haber vermemişti.

Dövmeli onun bu çocuksu hallerine gözlerinde oluşan tebessümden habersiz, iki elinde titreyerek tuttuğu sandviç ile birlikte açılan kapıdan içeri doğru adımladı.

"Ah şey,beklediğin lezzette olmayabilir..ben sadece açsındır diye düşündüm ve elimden bu kadarı geldi"

Sarışın,kapıyı tekrar kitledikten sonra dövmelimin peşinden salona girmiş söylediği cümlelere içinde oluşan kıpırtıların yüzüne yansımasına izin vermişti.

Şimdi ise parıldayan gözler ve beraberinde koca tebessümüyle dövmeliye doğru adımlıyordu.

Tam karşısında durdu.Kendi minik gözlerini gözlüklerin ardındaki koca iri gözlere sabitledi.

İçinde parıldayan yıldızlar..
Çok güzeldi..
Onu her gördüğünde yıldızlarının konakladığı galaksisini keşfe çıkma isteğine engel olamıyordu.
Merak ediyordu o galaksinin derinindeki diğer gezegenlerini.

Şu anki açlığını düşünecek kadar onu önemseyişinin aksine kimi zaman spiral gibi açılıp kapandığını gördüğü kara deliklerini..

Neden bu kadar kapılıyordu iri gözlerin içinde parıldayan yıldızlarına?
Ne görüyordu Jimin orada?
Gizem miydi ona bu kadar çekilmesinin sebebi?Ona olan merakı mıydı?

Yoksa arada bir gördüğünü iddia ettiği kara delikler mi onu kendi dünyasının yer çekiminden koparıp içine çekiyordu?

Aynı yıldızlar gördüğü galaksinin güzelliğiyle onun minik gözlerine de yansımıştı şimdi.

Elini nazikçe havaya kaldırdı.

Jungkook, ne yaptığını anlamaya çalışırken sarışın sandviçin üstünü ince parmaklarıyla tuttu ve içini incelemek için havaya kaldırdı.
"Umarım evde deştiğin hayvanlardan biri değildir"

JEONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin