Sessizlik

406 45 15
                                    

"İsmin?"

"Jeon Jungkook"

"Doğum tarihin?"

"1 Eylül 1997"

"Ceplerini boşalt "

Dövmeli cebinde bulunan cüzdanını ve telefonunu önündeki masaya nazikçe bıraktı

"Saatini çıkar"

Parmaklarını saatinin demirine attı ve onu da nazikçe çıkarıp masaya doğru ittirdi

Yanındaki memur masaya konulan eşyaları teker teker torbaya yerleştirirken bir başka memur onu soyunma odasına doğru yönlendiriyordu.

İçeri girdiğinde duvarların rutubet kokusu anında ciğerlerini sarmıştı.Odanın ortasına doğru yürüdü ve tişörtünün eteklerinden tutarak bir çırpıda çıkardı.

Bunu yaptığında az da olsa rahatladığını hissetmişti.Omuzlarından sırtına doğru yayılan tırnak izlerini gördü memurlar.Bu pek de umursanacak bir konu değil gibiydi.

Dövmeli hemen ardından elini kemerine attı ve tokasını çözdü.Kemeri çıkarmadan pantolonunun düğmesini de açıp bacaklarından aşağı bir çırpıda indirdi ve ayaklarının dibinde kalan kıyafetlerini ayağıyla sertçe yana itti.

Bedeni dikkatle ve özenle incelendikten sonra bir başka odaya yönlendirildi.Memurlardan biri iri kemikli elini tutup parmağını masadaki mürekkebe batırttı.Hemen ardından mürekkepli parmağı boş beyaz kartonda isminin hemen altında bulunan bölüme izi tamamen sinecek kadar bastırttı.

Daha sonra adımları polisler tarafından kamera odasına doğru yönlendirildi.Duvarda ölçülerle dolu olan kağıdın önüne geldi.

"Sağ!"

Sağ tarafına dönüp kamera ışığının patlamasını bekledi

"Şimdi öne bak"

Ardından önüne döndü ve kamera ile göz göze geldi.

Bebeksi yüzünde en ufak bir üzüntü veya pişmanlık yoktu.Göz altlarındaki morlukların aksine bakışları uzaktan gören birinin "robot"diyeceği kadar boş ve hissizdi.İnce dudaklarında her hangi bir aşağı ya da yukarı kıvrılma yoktu.Onlar da tıpkı yüzü gibi dümdüzdü..

Flaş tekrar patladığında bir sonraki istikametin neresi olacağını çok iyi biliyordu.Memurlardan ikisi koluna girip onu sorgu odasına doğru yürüttü.

Boş koridorda her iki tarafta kapılarla doluydu.Her katilin hikayesiyle dolu odalardı onlar.Kiminin sebebi nefs-i müdaafaydı.Kimi intikam kimi sadece azgınlık..

Peki onun sebebi neydi..?

Şu an tüm haber kanalları onun ismiyle ün kazanıyor onun yaptıkları şeyi anlatmakla sabahlıyordu.Kimi aile haberde duyduğu olayı çıcukları duymasın diye televizyonu açmazken kimi aile o apartmanın çevresinde yaşadığı gerçeği ile onları yüzleştiren polis sirenleriyle yatıp kalkıyordu.

Muhabirler apartmanın çevresine dağılmış her şeyi birbir açıklıyor, gördükleri şeyleri en ince ayrıntısına kadar anlatıyorlardı.

Oysa anlatamadıkları, sorulduğunda "buna dair kesin bir bilgi yok" kelimesinden başka hiçbir cevap verilemediği bir soru vardı..

"Neden?..
Jeon Jungkook bunu neden yaptı?"

Kimi buna cevap olarak küçükken babasının ona şiddet veya tecavüz ettiği dedikodusunu konuşuyor,kimisi beyninin araştırılması gerektiğini söylüyor,kimisi de terkedilmenin verdiği acılardan olduğu fikrini öne sürüyordu..

Gerçek cevabını ona sorsanız o da bilmiyordu aslında.

Nedenlerle pek ilgilenmezdi.
Hiçbir zaman ilgilenmedi.

Yaptı ve sonucu varsa katlanacaktı.

O bunları düşünürken demir kapı açıldı ve oda görüş açısına girdi.

Yerler beyaz fayanslarla döşenmişti.Duvarlarda hafif çatlaklar vardı.Ortada sadece bir masa ve etrafında üç tane sandalye vardı.Birinin kendisine ayrıldığı ortadaydı.

Sandalyeye doğru ilerlerken ayakkabı tabanının sesi fayansta yankılanıyordu.Sandalyeyi nazikçe çekip oturdu.Aynı anda memurlar da tam karşısına geçmişti

"Aramamızı istediğin biri var mı?"
"Hayır"
"Avukat bulundurma hakkın olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Evet"
Dedi.Dudaklarını yaladı ve derin bir nefes alarak ekledi
"o hakkımdan feragat edeceğim..sadece..direkt..dürüst olacağım."

Kenarda duran sigaraya gözü çarptığında sakince eğildi ve parmaklarının arasına aldı.
Ateşi yakması için memurlardan birine uzatmadan önce alçak ses tonuyla konuştu
"Size her şeyi anlatacağım.."

×××

JEONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin