"Jim'in sözleriyle çelişme."
Vikont Roteschu, Sovieshu'nun otoriter ses tonu karşısında dudaklarını sıkıca kapalı tuttu. Sovieshu çocukluğundan beri güçlü biriydi. Onu eski bir kölenin parmaklarına dolanmış bir adam olarak düşünmek kolaydı ama artık ifadesi ona doğrudan bakmayı zorlaştırıyordu.
"Affınızı dilerim, Majesteleri."
Vikont Roteschu olabildiğince sakin kalarak af diledi ve hemen ekledi:
"Daha önce bir yanlış anlaşılmaya neden oldum ve şimdi bunu telafi etmek için elimden geleni yapıyorum, Leydi Rashta'ya kendimi affettirmek istiyorum. Bu yüzden buradayım."
"Senin gibi biri Rashta'ya yardım etmek ister mi ki?"
Vikont Roteschu, Sovieshu'nun sorusu karşısında kızardı, gururu incindi. Aynı zamanda imparatorun kendisine karşı sert davranmasından da korkuyordu. Rashta haklıydı; onun geçmişini öğrense bile Sovieshu'nun Rashta'ya karşı sırtını dönüp dönmeyeceği belli değildi.
"Rashta'yla Jim ilgilenecek, senden hiçbir şey beklenmiyor."
"Elbette, Majesteleri."
Sovieshu, Vikont Roteschu'nun yanından geçmeden önce son kez pis bir bakış attı. Vikont Roteschu'nun cildi soğuk terlerle kaplıydı ve ancak Sovieshu tamamen ortadan kaybolduğunda nihayet kendini toparlamayı başardı. Rashta'nın yardımı olsa bile İmparator ondan nefret ederse yüksek sosyetede adını duyuramazdı. Sovieshu'nun buz gibi bakışları onu endişelendirdi.
Vikont Roteschu'nun aklı İmparator'a takılıp kalırken İmparator, yollar ayrılır ayrılmaz Vikont Roteschu hakkındaki tüm düşüncelerini unuttu.
Sovieshu, Rashta'nın odasının kapısını açtı ve içeri girdi. Rashta bir koltukta rahatça dinleniyor ve küçük bir defter okuyordu. Onun ortaya çıkmaya başlayan yuvarlak karnını görünce göğsü sıkıştı. Çocuğunun orada büyüdüğünü düşünmek onu heyecanlandırıyordu.
'Keşke İmparatoriçe'yle olsaydı ama...'
Kafasını salladı. Bunu kabul etme konusundaki isteksizliğine rağmen, İmparatoriçe'nin gerçekten kısır olduğuna inanıyordu.
"Majesteleri?"
Rashta, Sovieshu'nun yaklaştığını fark etti ve ona gülümsemek için başını kaldırdı.
"Nasıl hissediyorsun?"
Rashta not defterini masaya koyarken Sovieshu diz çökerek onun belini tuttu ve yanağını karnına yasladı.
"Ben iyiyim. Seninle olmak çok güzel."
"...Konuşma tarzını mı değiştirdin?"
"Görgü kurallarını öğreniyorum. Hâlâ gelişmem gerekiyor, Majesteleri."
"Bilmem, konuşma şeklin çok tatlıydı."
"Konuşma tarzımı değiştirsem bile Rashta hâlâ aynı Rashta, değil mi?"
"Öyle mi?"
Kıkırdadı ve kendisi onun karşısına otururken, ondan koltukta kalmasını istedi.
"Derslerin nasıl?"
"Daha yeni başladım ama çok eğlenceli."
Gülümsedi ve masayı işaret etti. Açık kitaplar ve kağıt yığınlarıyla doluydu, bu da birisinin çok çalıştığının kanıtıydı.
"Rashta övüneceğin bir sevgili olacak."
"Seni zaten seviyorum, Rashta."
"Gurur duymanı da istiyorum."
Sovieshu hafifçe kıkırdadı.
"İmparator olarak elbette sana gösteriş yapmak isterim."
"Ben..."
Rashta tereddüt etti ve gözlerini kırpıştırdı. Neredeyse onun "Sadece sevimli olmanı istiyorum" demesini istiyordu. Ama bunu yüksek sesle söylemek zordu.
Sovieshu'nun ifadesinin her zamankinden daha koyu olduğunu fark ettiğinde ona sevimli bir şekilde baktı.
"Majesteleri?"
Rashta onu dikkatlice çağırmasına rağmen hemen yanıt vermedi.
"Majesteleri? Bir sorun mu var?"
Ya buraya gelirken Vikont Roteschu'yla karşılaşırsa? Bir şey mi söyledi?
Rahatsız olan Rashta zorla gülümsemeye çalıştı. Uzun bir sürenin ardından Sovieshu nihayet konuştu.
"Birisi seni ve Vikont Roteschu'yu araştırmaya çalışıyor."
"...kim?"
"Bilmiyorum. Neyse, onun seni bu kadar ziyaret etmesine izin verme."
O lanet vikontun buraya gelmesini o da istemezdi. Rashta'nın ağzı kızgınlıkla seğirdi ama hiçbir şey söyleyemedi. Sovieshu ona ciddiyetle baktı.
"Ve Rashta, birisi seni tehdit ediyorsa lütfen bana söyle. Sınır dışı edilmeleri veya idam edilmeleri için onları suçlayabilirim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
