Bu cesur söz üzerine Christa şaşkınlıkla bana baktı.
Eğer onu bir kez daha düzeltseydi, onu azarlıyormuş gibi görünecekti, bu yüzden benim kim olduğumu anlamasını sağlamaya çalışıyordu... Ne yazık ki saray mensubu bunun farkına varmadı.
Hiçbir şey anlamayan saray mensubu 'gerçek kraliçeyi övmeye' devam etti. Christa bu kez bana çaresizce baktı.
Öne çıkıp ona gerçeği söylememi istiyor gibiydi.
Christa için üzüldüm... ama ileri adım atmadım.
Bunun yerine saray mensubuna sessizce baktım. Az önce endişelendiğim şey buydu. Aralarında çok az yaş farkı olan iki kraliçe.
Doğal bir güç geçişinin gerçekleşmediği ve bu nedenle teknik olarak iki kraliçenin bulunduğu kraliyet sarayı.
Saray mensubunun bu konudaki dürüst tavrını görmek istedim.
Bunlardan biri, neredeyse bir yıl öncesinden itibaren artık resmi kraliçe değildi, ancak kraliçe rolünü oynamaya devam etti. Arkadaşları, ailesi ve destekçileri hepsi buradaydı. Saray mensuplarının çoğu da onun tarafından tutulmuş olmalı.
Diğeri ise tam tersine kraliçe oldu ama bir yabancıydı ve ailesi, arkadaşları ve destekçileri başka bir ülkedeydi. Batı Krallığı'nın saray mensuplarıyla hiçbir ilişkisi yoktu.
Saraylıların hangi kraliçeye sempati duyduğu belliydi ama bunu kendi gözlerimle doğrulamak istedim.
Ondan sonra daha çok saray mensubuyla karşılaştık ve benzer durumlar yaşanmaya devam etti ama ben sonuna kadar hareketsiz kaldım.
"Hımm... umarım bu seni çok fazla etkilememiştir."
Müstakil saraya vardığımızda Christa sanki endişeliymiş gibi benimle dikkatle konuştu.
Solgun dudaklarında hüzünlü bir gülümseme vardı.
"Bana alıştılar, iyi insanlardır. Şu anki durumuma üzülüyorlar ama eminim yakında size itibar edeceklerdir."
"Anlıyorum..."
Çok duygusuz görünmemek için biraz yavaş cevap verdim.
Ancak onunla hiç aynı fikirde değildim. Şu ana kadar yolda karşılaştığımız saray mensuplarının çoğu Christa'yı övdü ve ona 'Kraliçe' dedi.
Bu arada benim yabancı olduğumu, kocasından boşanır boşanmaz yeniden evlenen kurnaz bir kadın olduğumu, Doğu İmparatorluğu'ndan geldiğim için kibirli olduğumu söylediler.
Benim hakkımda başka ne düşünüyorlardı?
Beni arabadan inerken gören saraylılardan bazıları gülümseyerek Christa'ya yaklaştılar ve beni onun yanında görünce dehşet içinde ağızlarını kapattılar...
'Ben orada olmasaydım, herkesle aynı şeyleri söylerlerdi.'
Belli ki Christa'ya davranıyorlar.
Artık kraliçe olmasa bile onun yanında olan iyi insanlar,
benim için de iyi insanlar olabilirler mi?
"..."
"Leydi Navier?"
Ama doğruyu söylemek gerekirse bundan bahsetmedim çünkü bana Rashta'nın hayatımıza girdiği zamanı fazlasıyla hatırlattı...
Tabii ki Christa ile benim aramda durum farklıydı. O, Heinley'nin karısı değil, yengesiydi.
Ancak, yeni gelen biri tarafından konumundan sarsılması anlamında benzer görünüyordu.
Christa gözlerinin içine bakıp ona gülümsediğimde rahatladı. Müstakil sarayın önüne geldiğimizde hafifçe öne çıkıp kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
